31 Ocak 2011 Pazartesi

ANNECİM MEKANIN CENNET OLSUN...

Yazacak çok fazla bir şey yok, zaten yazmaya da halim, mecalim yok. Tek bildiğim artık hayatımın geri kalanının onsuz olacağı. İyi ki iman var, iyi ki inanç var...

Annecim mekanın cennet olsun, Allah'a emanet ol...

18 Ocak 2011 Salı

KİTAP OKUMA LAMBAMMMMM... :)))

Bu aralar Mutluluk Projesi adlı kitabı okuyorum. Aslında bu tarz kitapları çoktandır okumuyordum, bir zamanlar bayağı okumuştum. Kitap hakkında olumlu yorumlar okuyunca almak istedim, şimdilik güzel gidiyor. Her kitaptan öğreneceğimiz bir şeyler vardır ve ben güzel bir kaç şey öğrendim ya da bildiklerimi hatırlıyorum... :))

Kitap hakkında kısa bir bilgi için TIK TIK...


İşte şimdi de karşınızda kitap okuma lambammmmmmm... :)))

Kendisini Dore ürünleri kataloğunda görüp ısmarladım, fiyatı da gayet makul;  4 tl. :)))


 Hani bazen yatmadan önce kitap okumak isteriz yatakta, ama uykumuz gelir ve lambayı kapatmaya üşenir ve öylece uyuyakalırız. Ama artık yataktan kalkıp ışığı söndürme derdine ve uyuyakalınca oluşan  elektrik israfına SONNNNN. :))) Ben kullandım ve çok da sevdim, tavsiye edilir... :)))

15 Ocak 2011 Cumartesi

''GÜZEL İNDİRİMLER'' VE KOMBİNİMMMM... :)))

''Beni bu güzel havalar mahvetti'' demiş şair Orhan Veli Güzel Havalar şiirinde. Ben de biraz değiştiriyorum sözleri ve diyorummmmm ki '' Beni bu güzel indirimler mahvetti''. Alışveriş yapmak için genelde indirim zamanlarını bekleyen benim payıma düşen 2 parça... :)))

İşte çizmelerim ve ceketim. Yalnız ceketin yaka ve ceplerindeki detaya ve çizmelerin tabanındaki detaya dikkatinizi çekerim, sanki özellikle birbirleri için yaratılmışlar, ayyy pardon üretilmişler... :)))


El emeği eteğim, bir ara kat eteğe takmıştım. Bir sürü değişik renklerde dikmiştim. Bu yeşil de onlardan biri. Şekil olsun diye kumaşın aynısından çiçekler yapıp üstüne diktim, aralara kurdela, altına da dantel. Küpeyi bir öğrencim hediye etmişti, üstelik kendisi yapmıştı. Şal da başka bir öğrencimin üretimi. Maharetli öğrencilerim benimmmm. :)))


İşte bu el emeklerini Motif kazağımla kombinledim. Yeni ceket ve çizmem de kendilerine eşlik ettiler. Bugünkü açık lise sınavlarında beraber takıldık gün boyunca.... :)))

Son olarak Orhan Veli' nin Güzel Havalar şiirini de yayınlayalım, o kadar esinlendik kendisinden. :)))

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti. 

Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorummmmm, sevgiyle kalınnnn. :)))

13 Ocak 2011 Perşembe

EYVAH EYVAH SÜTLAÇ... :)))

Eyvah Eyvah 1' i kaçırmış ve televizyonda da seyretmemiş biri olarak, gelen olumlu yorumlardan Eyvah Eyvah 2 ' ye gitmeye karar verdim, iyi ki de gitmişim. Özetle şunu diyebilirim ki  '' Bir tek küfür, kötü söz, bel altı espri, saçma sapan muhabbetler olmadan da bir filmin komik, eğlenceli olabileceğini kanıtlayan; gidilesi, görülesi, gülünesi, hatta bazen ağlanabilesi film. '' Gitmek isteyenler olacaktır muhakkak, fazla renk vermeyelim detaylar hakkında. :)))

Ay bu ikili çok sevimliydi, hele Demet Akbağ cidden harikaaaaa.... '' Trakyalı şrekkkk'' :))))


Evet sırada günün tatlısı ''SÜTLAÇ'' var. Hem çok hafif, hem de çok ucuza mal olan tatlılardan...:))

Yarım su bardağı pirinç 2-3 saat önceden yıkanıp, suda bekletilir. Sonra ocağa alınır ve pirinçler yumuşayana kadar pişirilir, bu arada su azalıyor tabii ki de. Sonra 2 kilo süt eklenir ve kaynayana kadar karıştırılır. Biraz 5-10 dakika kaynatılır karışım özdeşleşsin diye. Bu arada dışarıda 1 kaşık nişasta, 1 kaşık un biraz suyla ıslatılır. Sonra karışıma yavaş yavaş eklenir ve karıştırılmaya devam edilir. Bu şekilde de 5 dakika kaynatılır, sonra 1 bardak şeker ilave edilir. Kaynayınca en son vanilya ilave edilerek ocağımız kapatılır.

Not: Ağız tadınıza göre şekeri azaltıp, arttırabilirsiniz. Aynı şekilde pirinç miktarı da size göre değişir, bazıları çok pirinçli sever, bazıları az. Tercih sizlerin. :)))


12 Ocak 2011 Çarşamba

PAZAR GANİMETLERİMMMMMM... :)))

Sizi bilmem ama ben şu pazarlara bayılıyorum. Hani ayakkabıdan tutun da, toka, çorap, mutfak malzemesine varana kadar her şeyi büyük bir karla satın alabileceğiniz pazarlar. Hangi bayan sevmez ki? Üstelik bazı pazarlarda kumaş da satılıyor. Giydiklerini ucuza mal etmek isteyenler için bu da harikaaaa... :)))

İşte semt pazarından benim payıma düşenler... :)))

5 parça kumaş 1 TL. Soldaki 2 tane bayağı büyük, sağ üstteki ikisi aynı kumaş, inşallah etek dikmeyi düşünüyorum, hazır bir sürü etek gördüm o tarz kumaşlardan... :)))


Bunları da alttaki 1 tl, üstteki 50 kuruşa almıştım. Etek olma yolunda ilerleyecekler inşallah.... :)))

Simli gri kazağım 5 tl, ponponuna bayıldım... :)))

Bu da 1 tl' ye aldığım gömleğim, şaka gibi... :)))

Bunlar da minik yeğenim için aldığım ganimetler. Mavi ve yeşil parçalar 2 tl, pijama takımı 3,5 tl, çorap 50 kuruş, oyuncak yani zıp zıp diyoruz biz ona 2 tl. :)))

2 çorap 50 kuruş, toka 1 tl.... :)))

PAZARA GİTMEK VE UCUZA BİR ŞEYLER ALMAK, PAHA BİÇİLEMEZZZZZZZ... :)))

7 Ocak 2011 Cuma

YENİ HIRKAM VE KOMBİNİMMMMM, AYRICA DA BİR MİM DAHA...

Aslında alalı bir ay falan oldu, hatta fotoğraflamıştım, ama ancak bugüne nasip oldu yayınlamak. Hem belki fikir olur bu tarz süslemeler yapan arkadaşlara... :)

Yaka detayı hoşuma gitti, fiyatı da uygun olunca almayı uygun gördüm. Öğrencimin geçen yıllarda hediye ettiği küpe de hırkamı tamamladı. İkisi de fiyonklu, pek bir uyumlu oldular... :)))

Eteğimi de indirimden almıştım, balon etek hevesimi gidermiş oldum kendileri sayesinde.... :)))

 Bu arada mimlenmişim sevgili umutfak bloğunun sahibesi arkadaşım tarafındannnn. Hemen cevaplayalım sorularımızı. Bu arada aşağıdaki sevimli kalbi kendisine yolluyorummmmm... :)))


1- Kaç yaşındasınız? Efendim öğrencilerime verdiğim cevabı vereyim burda da, I am eighteen... :)))) Hatta Teoman' ın şarkısını da söyleyebilirim bu noktada ''daha onyediiiiii, onyediiii, onyediiii, onyediyyymişşşşşş. :)))
2-İsminizin son harfi ne? R.
3-En sevdiğiniz renk? Valla bir sürü var, ama bu sıralar griye takmış durumdayım. :))
4-Kaç kilosunuz? 48
5-Boyunuz kaç? 1.60
6-Ailenizin kaçıncı çocuğusunuz? 3 kardeşin en miniği... :)) 
7-En sevdiğiniz şarkı? Efendimmm  Fred Durst abimizden gelsin '' I wish you were here'' Bir de Türkçe bir şarkı yazmak istiyorum, onu da çok severim. İnce Saz'dan gelsin ''Çok aşığın var diyorlar''
8-Sizce sarışın mı esmer mi? Esmer ... :)))
9-Sigara kullanıyor musunuz? Hayır, never... :))
10-Alkol? Hayır, never... :))
11-Çayı fincanda mı içersiniz?Çay bardağında mı? Çayla aram fazla yok, içtiğimde çay bardağını tercih ederim. :)

Ben de bu mimi Hobi Dünyam bloğuna yolluyorummmmm... :)

Bu arada hediye çekilişimize başvuru Pazar akşamına kadar devam edecek, katılmak isteyenler TIK TIK.... :)))

Herkese çok güzel bir hafta sonu diliyorummmm, sevgiler... :)))

 

2 Ocak 2011 Pazar

ISPANAKLI GÖZLEME VE AYVA KOMPOSTOSU... :)

Genelde haftasonu hamur işi günüdür çoğu evde, bilhassa pazar günleri. Bizim evimizde de öyle oldu bu hafta sonu. İşte size ıspanaklı gözleme tarifi ve de yanında ayva kompostosu... :)))

İlk önce 2 neskafe bardağı un, tuz ve yeteri kadar su ile bir hamur tutulur. Biz bu hamurdan 4 adet gözleme yaptık. Siz sayısına göre miktarı belirleyebilirsiniz.

İç malzeme olarak ıspanak ve lor peyniri kullanılır. Yaklaşık 400 gr ıspanak yıkanır, doğranır. İçine bir orta boy soğan rendelenir. Yeteri kadar tuz ve karabiber katılarak biraz ovulur. Karışım 4 eşit parçaya bölünerek, açılan her hamura bu 1/4 ıspanak yayılır. Üstüne de lor peyniri atılır.

Hamurumuz ilk önce bir tarafa,

Sonra diğer tarafa şekildeki gibi katlanır.

En son da tekrar ikiye katlanarak bohça şekli verilir ve tavada kızartılırrrrrr. :)))

Veeee gözlememiz hazır, aşağıdaki ayva kompostomuzla birlikte servis yapabilirizzzzz. :)))

Kompostomuz bahçedeki ayvalar değerlendirilmek için yapıldı. Kaynatılan şekerli suya, kabuklarını doğrayıp küp küp kestiğimiz ayvalar atıldı. Biz ayrıca ayva çekirdeği, 4-5 adet karanfil, bir çubuk tarçın katıyoruz. Şeker ve su miktarı sizin kullanacağınız ayva miktarına göre değişir. Biz biraz fazla yaptığımız için miktar veremiyorummm. :))
 En son kompostomuzu, kavanozlara sıcak sıcak koyup kapatıyoruz.(konserve usulü) İstediğimiz zaman da çıkarıp servis yapıyoruz. Ayva kompostosu bizim gibi evde kola, hazır meyve suyu içmeyenler için şahane bir alternatif....

Herkese çok güzel bir hafta diliyorummmmm, sevgilerrrr. :)))

31 Aralık 2010 Cuma

İNDİRİM FIRSATLARI VE KOMBİNİM, AYRICA DA WELCOME 2011... :)))

Bir takı mağazasında yapılan % 50' lik indirimi görünce bu kolye ve tacı alamadan edemedim. Bugün de kombinleyip taktım kendilerini...:)))

Boncuklar tülle birbirine eklenmiş, üzerleri tülle kaplı yani. Tülden çiçek istenildiği zaman çıkabiliyor, ben bugün öyle takacaktım ama vazgeçtim, herkes çok beğendi. Yapmak isteyenlere bir fikir olur diye düşündüm.


Etek deriden, ablam dikmişti. Çan etek denilen türden...Kazak da Stamina, vazgeçilmez kazaklarım benimmmm. :)))

Bu kolyeyi de, kolye sevdamı anlayan bir öğrencim hediye etti, çok zarif bir kolye. Takı yapan arkadaşlar, güzel taşlar kullanarak deneyebilirler isterlerse. :))


Bu arada yaklaşık 2 saat sonra gireceğimiz 2011, inşallah herkes için çok güzel geçer. Herkese önce sağlıklı, sonra da huzurlu ve çok çok güzel bir ömür diliyorum. Sevgilerrrrrr... :)))

30 Aralık 2010 Perşembe

FİRARPEREST...

Geçen gün taze aldığım kitaplardan biriydi Firarperest ve blogda yayınlayınca arkadaşlar yorumları bekliyoruz dediler kitap hakkında. Okumaya başladım, neredeyse bitiriyorum bile. Ben beğendim, hatta çok beğendim. Firarperest bir deneme kitabı, kısa yazılardan oluşuyor. Çoğu yerde '' evet, evet öyle, kesinlikle katılıyorum'' diyorsunuz. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, akıcı bir kitap. Okumak isteyenlere tavsiye ediyorum. :)


Bu arada kitabın içindeki karikatürler M.K.Perker tarafından çizilmiş, onlar da kitaba ayrı bir renk katıyor. Birkaçını paylaşmak istedim.


Annesinin Oğlu... Tabiri caizse ana kuzusu... :)))


Anarşist Aşklar.. Lay lay... :)))


Bencil Bir Adam Sevmek... Aman aman Allah korusun. :)))

İşte kitabın içinden birkaç başlık ve yazılara uygun karikatürler. Şiddetle tavsiye ederim, okumaktan pişman olmayacaksınız, benceeeeee... :))))

Note: Bu arada öğrendiğim kadarıyla bu kitap Elif Şafak' ın köşe yazılarının derlemesiymiş. Gerçekten de yazı başlıklarını google dan aratınca çıkıyor eski tarihlerde. Ben Elif Şafak sürekli okuyan, takip eden biri değilim, bu açıdan bu kitap kesinlikle güzel geldi bana. Ama ben köşe yazılarının kitap haline getirilmesini çok doğru bulmuyorum genelde. Bunu da belirtmek istedimmmmm. :)))

29 Aralık 2010 Çarşamba

İHMALE GELMİYORLAR...

Neler mi efendim, dişler. Bugün dişimde oluşan ufak sızıdan dolayı, zamanla yarışarak diş hekimime uğradım. En son diş kontrolümde, diş ipi kullanmam konusunda tavsiyelerde bulunmuştu. Ben de bir tane diş ipi almıştım, ama son zamanlarda kullanmayı ihmal etmiştim. Diş ipi fırçanın ulaşamadığı yerlere ulaşarak dişlerin çürümesine engel oluyor. Varsa dolgularınız bunların arasına fırça çok fazla temas edemiyor ve oradaki yemek artıkları maalesef çok fazla temizlenemiyor.

Bu arada diş macunum çok sevimliiiii, miniminnacıkkkkkk, bugün aldım doktordan. :)))

Taze bir diş mağduru olarak tavsiyem şudur ki arkadaşlar, aman dişlerimizi ihmal etmeyelim. Dişlerimizi düzenli fırçalayıp, diş ipi de kullanalım, ayrıca diş hekimini ara sıra ziyaret edelim. Özellikle bayanlar, hamilelik öncesi muhakkak bakım yaptırılmalı, malum anne karnındaki bebek annenin cebinden harcıyor. :)))

Hepinize sağlıklı dişler, mutlu gülüşler... :))) ( ayy ipana reklamı gibi oldu (: )

28 Aralık 2010 Salı

EL EMEĞİ BİR ETEK DAHA VE AYRICA DA KOMBİNİMMMMM... :)

Aslında bu eteğim yeni değil, dikeli 3-4 yıl olmuştur, sizlerle paylaşmak istedim. En çok sevdiğim eteklerimden biridir kendileri. :)

Desenli kumaş az olmasına rağmen pazardan alındı, nasıl olsa başka bir kumaşla birleştirilip bir şeyler yapılır diye. :))) İnce kadife. Evde ona uygun yine morlu bir ince kadife vardı, eee ne naptık, hemen bir kat etek diktikkkk.... :))) Etek 6 kat, bazı kat aralarına ince kurdela dikip renk katmaya çalıştıkkkk... :)))



Kat etek dikmek çok zor değil, kesinlikle dikişe hevesli olan arkadaşlar denemeli, tavsiye ederim.

 Güzel paylaşımlarda buluşmak üzere, şimdilik hoşçakalın, sevgilerrrrr... :)))

27 Aralık 2010 Pazartesi

ÇOK TAZE KİTAPLARIM VE MİNİMİNNACIK BİR KİTAPPPPP... :)))

Geçen gün öğrencilerimden birine, dersane hocası bir kitap hediye etmiş, sınıfa sorulan soruyu bilmiş.
 '' Size göstereyim'' deyince ben de '' aa göster hadi bakalım'' dedim. Kitabı görmemle birlikte '' ayyyyy ne sevimli bir şey buuuu'' nidaları bütün sınıfta yankılandı. :)))



Kitap Yapı Kredi Yayınları' nın okurlarına armağanı, gördüğünüz üzere miniminnacık, sevimli mi sevimli bir kitap. :))) Adı görüldüğü üzere Kitap Sözleri  (ya da görülmediği üzere (: ) İşte size 95 sayfalık kitabımızdan bazı faideli cümleler... :)

Alem bir kitaptır ki seyahat onu mütalaa etmek demektir.  
Abdülhak Hamit Tarhan ( Lüsyen kitabını yeni bitirdim, direk gözüme takıldı bu isim (: )

Kitapları iki gruba ayırmak mümkündür. Günün kitapları ve her zamanın kitapları.
Ruskin (kesinlikle katılıyorum, herkesin bir başucu kitabı vardır)

İyi bir kitap, iyi bir arkadaştır.
Bernardin de Saint-Pierre (bana kitabını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim (: )

Evet bu arada ben de size yeni kitaplarımı göstereyim, tazecikler, bugün alındılar. Hem üstteki kitabımızla farkı görmüş olursunuz. :))))


İlki Elif Şafak kitabı, Firarperest. Okumaya başladım bile, sürükleyici bir kitap gibi duruyor. :) Diğeri de Mutluluk Projesi by Gretchen Rubin. Onu da Firarperest bitsin, okumaya başlarım. Yorumları da sizinle paylaşırız inşallah.

Şimdilik hoşçakalın, güzel bir hafta diliyorum hepinize. :)))

26 Aralık 2010 Pazar

YEŞİL MERCİMEKLİ BULGUR PİLAVI ve BİR MİM DAHA... :)))

Klasik bulgur pilavı yerine, yeşil mercimekli bulgur pilavı denemek ister misiniz? Bizim evde arada yapılır ve açıkçası bayağı da beğenilir. Denemek isteyenler için işte tarifi... :)



Önce 2 bardak yeşil mercimek az tuz ile haşlanır. Diğer taraftan 2 soğan, ince ince doğranıp yağda çok kısık ateşte kavrulur. Sonra 2 bardak bulgur atılır ve karıştırılır. (isteyen bulgurla birlikte 1 kaşık salça da kullanabilir, biz kullanmadık) Sonra haşlanıp süzülen mercimek ilave edilir ve karıştırılır. Bu arada 4 bardak sıcak su karışıma eklenir ve suyunu çekene kadar pişirilir. Tuzu ve karabiberi de zamanı gelince atılır ve pilavımız demlendikten sonra servise hazır hale gelirrrr. Denemek isteyenlere şimdiden kolay gelsinnnn... :)))

MİM.........MİM..........MİM...........MİM...........MİM..........MİM............MİM............MİM

Bu arada bir kez daha mimlendim. Konumuz 2010. Sevgili blog arkadaşlarımızdan Ruşyena bana bu mimi yollamış, kendisine çok çok teşekkür ediyor ve cevaplarıma geçiyorummmm. :)

2010 yılında mutlu olduğunuz şey nedir?

İlk defa teyze olmam sanırım, bir de bloğumu kurmam... :)))

2010 yılı sizin için nasıl bir yıldı?

Güzel bir yıldı. Diğer yıllardan farkı yoktu. :)))

2011'e nasıl girmek istersin?

İlk başta sağlıklı ve huzurlu. Sevdiklerimle inşallah.

2010 da yapmak isteyip yaptıkların, yapamadıkların nelerdir?

Araba almak istiyorum, bu yıl alamadım, ama inşallah bu yıl almayı hedefliyorum. Wish me luck.. :)))

Ben de bu mimi çok değerli blog arkadaşlarımızdan Filiz'e, Bülbülünyeri' ne ve de umutluhayat'a yolluyorummmm. :)))

24 Aralık 2010 Cuma

BEYAZ SAATİM VE KOMBİNİMMMMM...

İşte sonunda o da oldu, beyaz bir saat bileğimi süsledi. Ama öyle çok masraf yaptırmadı bana sağolsun, ehh napalım, güle güle kullanalımmmmm... :)))


Bu arada etek pileli, ablam dikmişti. Çok sevdiğim eteklerimden biri... :)



Takı yapan arkadaşlara fikir olsun diye kolyemi yakından gösteriyorum. Aslında çok basit bir yapımı var,
2 tane siyah objenin arasında tül kullanılmış, tülün altında ve üstünde de metal objeler var, en altta da zincirler kelebek detayıyla zenginleştirilmiş.

Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorummmm, esen kalınnnnn... :)))


22 Aralık 2010 Çarşamba

BULGURLU BROKOLİ ÇORBASI...

Yemeklik olarak alınan brokolinin çok büyük olması sebebiyle, bir parçasını çorba olarak değerlendirmeyi uygun gördük ve sonuçta lezzetli ve besleyici bir çorba ortaya çıktı. İşte size basit tarifi... :)))



Küçük bir soğan alınır, doğranır ve yağda kavrulur. Küp küp doğranan küçük bir havuç eklenir ve biraz karıştırılır. Ardından  yine küp küp doğranan bir patates de atılır ve kavrulur. Sonra küçük parçalara ayrılan 250 gr kadar brokolimiz atılır tencereye. Biraz karıştırdıktan sonra, bir bardağı et su olmak üzere 5 bardak sıcak su eklenir. Bu karışım, malzemeler yumuşayıncaya kadar kaynatılır. Sonra malzemeler süzgeçten geçirilir. Tekrar ocağa alınır ve bir kaşık ince bulgur çorbamıza eklenir. Bulgurlar biraz şişene kadar pişirilir. Sonra karabiber ve tuz eklenerek çorbamız tatlandırılır. Arzuya göre ocağı kapattıktan sonra dereotu da ekleyebilirsiniz. Afiyet olsunnnnnn... :)))                                                       

17 Aralık 2010 Cuma

EL EMEĞİ KÜPEM VE KOMBİNİMMMMM... :)

Tamamen uydurmasyon, ama görenler tarafından çok beğenilen ve cici bulunan küpelerimi sizinle paylaşmak istedim. Bir tane atkı yapmıştım tığla ve onun üzerine motifler yapıp dikmiştim. O motiflerden artmıştı birkaç tane, benim de aklıma böyle bir küpe yapmak geldi. Küpe aparatlarını kullanıp, birkaç detayla küpeyi bitirdim.... :)))


Ve bunlar da küpelerime uydurduğum kıyafetlerim... :)))) Eteği de ben dikmiştim bu arada... :)



Herkese güzel bir haftasonu diliyorummmm, sevgiyle kalın.... :)))


16 Aralık 2010 Perşembe

BEYAZ SAAT TAKINTIM, BİRİ BENİ DURDURSUNNNNN. :)

 Uzun yıllardır kullandığım yadigar bir saatim vardı, büyük saatler moda olduktan sonra gözüme miniminnacık gelmeye başlayınca, kendimi bir saat dükkanında arkadaşlarla saat beğenirken buldum. Bir bakmışım, bir adet tam gönlüme göre bulmuş ve koluma takmışım. Yaklaşık 2 aydır da kendisiyle aramızda kuvvetli bir bağ oluştu, çok severim kendisini.

Normalde saat çok güzel bir aksesuar. Ama ben öyle onlarca saatim olmasına bir anlam veremediğim için, hep tek saatle yetinmişimdir. Ama gelin görün ki, bu sıralar beyaz saate takmış durumdayım. Saatçilerin önünden geçerken, ama her nevi ; seyyar, pazardaki, dükkan hep gözüm kayıyor. Çok güzel geliyorlar gözüme, hani gel beni al diyorlar. İşte bunlardan birkaçı. Buyrun, şuradan alayım sizi... :)))






Birkaç şeker şey, bloğum beyazlara bürünsün istedim. :))) Artık birgün nefsime yenilip alır mıyım, yoksa tek saatliliğe devam mı ederim bilmiyorummmm..... :))))


14 Aralık 2010 Salı

METE BÜYÜKSÜNNNNN... :)))



      Nasıl bir sinir olduysam şu anda. Anlamışsınızdır. '' Öyle bir geçer zaman ki'' ve bu akşamki bölümü. Ara ara bakıyordum göz ucuyla, ama sonunda resmen yapıştım televizyona ( mecazen yani (:  )

''Sevgi ve nefret arasında ne kadar ince bir çizgi var di mi baba? ''

Mete büyüksünnnnnnn, ama dur yakma o evi, bu korku ona yeter... :)))


13 Aralık 2010 Pazartesi

ATIŞTIRMALIK POĞAÇA...

 Size de öyle olur mu bilmiyorum, bazen içiniz kıyılır ve evde bir şey olsa da yesem dersiniz. İşte bu tarz durumlar için bizim evde yapılan bir poğaça. Malzemeleri her evde bulunacak cinsten ve yapılışı da gayet basit....

İlk önce 1 bardak ılık süte, 2 çorba kaşığı kuru maya ve 2 çorba kaşığı şeker eklenir. Ilık bir yerde mayanın kabarması beklenir. Biz kalorifer üstüne koyduk... :)))

Sonra 3 nescafe bardağı un alınır. Unun ortası açılır, buraya kabarmış olan üstteki karışım, 1 şişe soda, 1 su bardağından bir parmak eksik sıvıyağ, 1 tatlı kaşığı tuz ilave edilerek hamur tutulur. Bu hamur ılık bir yerde, 1 saate yakın mayalanması için bekletilir.

Diğer bir yanda iç malzeme hazırlanır. Biz bir miktar ekşimik, biraz rendelenmiş kaşar peyniri ve dereotu kullandık. Sonra mayalanmış hamur ufak bezelere ayrılıp, içleri yukarıdaki karışımla doldurularak poğaçalar hazırlanır. Biraz da tepsi mayası için bekletilir. Biz yarım saate yakın bekledik. Vaktiniz yoksa daha az da bekleyebilirsiniz.

Bekletilen poğaçaların üstüne yumurta sarısı sürülür, ardından susam serpilir ve fırına yollanırrrrrr.... :)))



İşte poğaçalarımızın son durumu, denemek isteyenlere şimdiden kolay gelsin, hayırlı ve çok çok güzel bir hafta diliyorummmmmm... :)))