16 Ekim 2011 Pazar

BALIK MEVSİMİ GELİNCE...

Kışın hem faydalı, hem de çok zahmetli olmayan besin maddelerinden. Tavuğa göre de daha güvenilir sanki.. :))

Biz açılışı istavrit ile yaptık. Yanında salata ve helva, başka bir şeye gerek var mı, yokkkkk. :))

Yıkanıp temizlenen balıklar mısırunu, karabiber, tuz karışımına bulanıp kızartılır. Öncesi efenim, sonrası maalesef mideye iniverdi fotolamadan... :))


İşbölümü... Balıkların yapımı ablama, salata yapımı bana ait. Roka, maydanoz, havuç, kuru soğan, sos olarak da zeytinyağı, sirke, limon, tuz ve sumak....

Bu faydalı besini bol bol tüketmekte fayda var sanırım. İşte size birkaç fayda...

Bol miktarda B, A ve D vitamini bulunan balığın her yaşta insan için çok besleyici olduğunu dile getiren uzmanlar, şunları öneriyor: ''Balıkta doymamış yağ asitleri fazla. İçerdiği koruyucu yağ asidi ile balık, kalp hastalarının tercih etmesi gereken bir gıda. Bu özelliği ile tam bir kalp dostu. Balık üstelik kolesterol açısından da fakir bir et. Bu açıdan kırmızı ve beyaz etten daha sağlıklı olan balık, sağlıklı bir kalp için düzenli olarak tüketilmelidir.''

14 Ekim 2011 Cuma

YAĞMURLU BİR CUMA SABAHI VE İSKENDER...

Yağmurlu bir günde yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri nedir, kitap okumak... İşte öyle bir Cuma sabahı ve fonda yeni aldığım  Elif Şafak kitabı İskender... :)))

Elif Şafak kitaplarını seviyorum. Geçenlerde arkadaşım tavsiye etmişti. Ben de aldım ve okumaya başladım. Güzel gidiyor, akıcı bir kitap...

Herkese hayırlı Cumalar, sevgiler... :)

9 Ekim 2011 Pazar

PAZAR SABAHI ve HAMUR KIZARTMASI... :))

Malum okullar açıldı, böyle sabah uzun uzuuuun kahvaltı sofraları olamıyor, şöyle atıştırıveriyorsunuz acelece mecburen.  Şöyle güzel kahvaltı sofralarına hasret kalıyorsunuz. Mutfak işlerinde henüz acemiyim, hep hazıra konmaya alıştım çoğu zaman, evin küçüğü olmanın avantajları mı, dezavantajları mı desem bilemiyorum artık. :)) 

Bu sabah kalktım, ev halkına hamur kızartayım dedim, 3. ya da 4. denemem. Öncekiler fena olmadı, ama çok kabarmadılar, bu sefer kabartma tozunu fazla attım, iyice kabarsınlar diye..:)))

Efenim acemiliğimi hoşgörün lütfen. Yapımı son derece basit. Bir kase yoğurt, 1 yumurta, 1.5 çay kaşığı karbonat, tuz ve aldığı kadar un ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyoruz. Biraz bekletsek daha iyi olur. Vaktiniz varsa yarım saat olabilir mesela. :))

Ve sonunda kesip kızarttığımız hamurlarımız. Bu sefer fena olmadılar, üstelik daha da kabardılar. :)))

Yeni bir hafta daha başlıyor, bol yağış vardı bugün burada. Yarın da devam edecekmiş , herkese güzel bir hafta olsun inşallah, sevgiler... :)))


8 Ekim 2011 Cumartesi

GÜNÜN ÖZETİ...

Burayı günlük olarak kullanmayı çok denemedim sanırım, ama bugün şöyle bir günün özeti yapasım var. :) Bugün dersim geç başlıyordu, öğle saatleri gibi. Sabah kalkıp şöyle güzel bir kahvaltı yaptık. Sonra ben bulaşıkları yıkadım, ardından hazırlanıp annemin mezarını ziyarete gittik, onunla bir çeşit özlem giderdik. Saat 12.20 de dersim başlayacaktı. Hemen eve gelip, bir hışım hazırlanıp doğru okula uçtum. Yolda radyoyu açtım, haberlere denk geldi. Başbakan Erdoğan'ın annesinin vefat ettiğini söylüyordu spiker. Şaşırdım bir anda, malum annemin mezarını yeni ziyaret ettiğim için hüzünlendim yoğun bir şekilde. Kaç yaşında olursanız olun çocuksunuz annenizin gözünde diyordu radyodaki annesini kaybetmiş spiker de,  annenizi kaybettiğiniz anda bir anda büyümüş hissediyorsunuz kendinizi diye ekliyordu, tıpkı benim de hissettiğim gibi. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun teyzenin inşallah. Bu arada akşam haberlerinde komşularıyla röportaj yapmışlardı. Herkes övgüyle bahsetti kendisinden, herkese yardım edermiş, hep saklarmış kendini iyilik yaparken, dedikodu asla yapmaz, yapılan mekandakileri hemen sustururmuş, ne güzel maşallah. Tekrar Allah rahmet eylesin...


Sonra okula geldim, derslere girdim ve çıkışta şöyle bir çarşı merkeze uğrayım dedim. Arabayı iç-dış yıkamaya verdim. 1 saatte hazır olur dediler, ben de şöyle bir mağazalara göz atayım dedim. :) Hiç sevmem yaa. :) Bu sıralar çok alışveriş yapasım yok, daha doğrusu özellikle çok yapmak istemiyorum. Dolabımı canlandırmaya karar verdim, uzun süredir giymediğim kıyafetler varsa onları giyiyorum. Hepimizin dolabında öksüz kalmış kıyafetler vardır. :)) İnanın bunlar giyilmeyi bekliyor, arada siz de canlandırın dolaplarınızı, üzgün süzgün sizleri bekleyen kıyafetlerinizi arada sevindirin. :)) Hem israftan da kaçınmış olursunuz.

Ama yine de arada bu bir şeyler almamıza mani değil, değil mi? İşte bunlar da bugün 1 saatlik boşlukta aldığım ayakkabılar, çalışma hayatında insan rahatlık istiyor, özellikle ayakkabı konusunda, rahat bir ayakkabı, üstelik haftalık bir kampanya vardı. Normal fiyatından % 25 indirim yapmışlardı, üstelik yeni sezon ürünü.



Şimdi de pc başına geçmiş; bloglardır, gazeteler, alışveriş sitelerinde geziniyorum. Okumam gereken quizler var, artık onları haftasonu okurum. :) Şimdiden herkese mutlu haftasonları diliyorummmmm: :)

5 Ekim 2011 Çarşamba

KUŞBURNU MARMELATI VE ARKADAŞ BLOĞU...

Evdeki kuşburunlarını değerlendirmek için ablam tarafından mecburen yapılmış marmelat, ama öyle... :))) Çok zahmetli ayrıca da... Ama çok faydalı olduğu söyleniyor , bunu da söylemeden edemeyeceğim. :) Önce kuşburunları düdüklüde kaynatılıyor, sonra süzgeçten geçiriliyor, en son da şekerle kaynatılıyor. 2-3 cümleyle anlattığıma bakmayın, bayağı uzuuuuuuuuuunnnnn sürdü, ben şahidim. :))

Düdüklüde kaynamış kuşburunları...

İnce süzgeçten geçirilmeye çalışıldı, olmadı tel süzgeç devreye girdi.. :))

En son ocakta şekerle kaynatıldı. İnanın tadı müthiş...Kahvaltı sofralarını süsleyebileceği gibi, kurabiyelerde de kullanılabilir...

Danimarkalı doktor Kaj Winter tarafından yapılan araştırmalarda kuşburnunun eklem ağrıları olanlarda tedaviyi desteklediği belirlenmiştir. Kuşburnunun kabuk ve çekirdeğinde yeralan bir maddenin iltihabi reaksiyonu engellediğine dair tespitler yapılmıştır.

Kuşburnunun iltihap giderici ve ağrı kesici bileşenleri suda çözünmediğinden eklem romatizmasına karşı kuşburnu çayı etkili değildir. Eklem romatizmalarına karşı kuşburnu marmelatı kullanılmaktadır.
Japonyada yapılan bir araştırmada kuşburnu marmelatının vücuttaki yağ oranını düşürdüğü gözlenmiştirBöbreküstü bezlerine olan etkisiyle hormonların üretimini destekler.
Kan temizleyici özelliği kusburnunun yararları arasındadır.
İdrar yolu enfeksiyonlarını önleyici etkisi bir diğer kuşburnu faydası olarak belirtilebilir.
Besleyici etkisiyle genel güçsüzlük durumlarına karşı kullanılabilir.
Solunum enfeksiyonlarına iyi gelmekte, aynı zamanda vücutta dirilik sağlamaktadır.
Aynı zamanda etkin bir kan temizleyicisidir.
Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı da oldukça faydalı bir besin."Bedene ve gözlere güç verir''
Kanı temizler,kanda bulunan zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar.

Antioksiden etkisine sahiptir.    

                            Faydalar kısmı alıntıdır şu siteden .   http://tokatyoreselurunler.tr.gg/


Bu arada canım üniversite arkadaşım, kankam bloğunu canlandırmış, çoktandır yazmıyordu, renkli yazılarına devam, özellikle son 2 yazısı okunmaya değer, tavsiye ederim. TIK TIK

2 Ekim 2011 Pazar

DİKİŞ MAKİNASI TAVSİYESİ...

Bir marka üzerinde karar kılmıştık. Eskiyi getir, yeniyi götür kampanyası vardı, yapılan indirimler de komik aslında 50 tl den başlıyor en düşük modelde. Ama netten araştırınca bir sürü kötü eleştiri okuduk. Markayı yazmıyorum, önyargı oluşmasın. Şimdi sizden istediğim dikiş makinası kullananlar, yeni alanlar, ya da almayı isteyip bizim gibi araştıranlar, neler tavsiye edersiniz? Şimdiden teşekkürler...:))

Bu da bizim yadigar, vefalı dikiş makinamız. Bunun dışında bir tane daha var, piko makinası diye geçiyor, ama fazla işimize yaramıyor açıkçası, onu değiştirmek işte maksat, ama bakalım ne olacak son karar..:)))

 Hayırlı pazarlarrrr....:))

26 Eylül 2011 Pazartesi

NAR ÇİÇEĞİ SEVDASI ve CİCİ ETEKLERİMMMMM...(:

Benim bu sıralar takıntılı olduğum renklerden biri efendim, nar çiçeği. Biri hırka, diğeri ayakkabı olarak bu sevdada yerini aldılar. Hırka ve ayakkabıyı aynı mağazadan indirim zamanı almıştım. Hırkayı alınca, ayakkabı reyonundaki aynı renk ayakkabı dikkatimi çekmişti. Gittim, geldim, gittim, geldim. Eh indirime de girince benim nasibimmiş dedim... :))) Eteklerim de okullar açılmadan önce , özellikle bu yeni ciciler için dikildiler... :))

Eteğim 10 cm lik korseden sonra, sıra sıra pilelerden oluşuyor, duruşu falan çok güzel oldu, boyu dizlere kadar, ayakkabı topuklu olunca kısa dursun istemedim, boyu bayağı uzun oldu... :))

Bu da 4 katlı beyaz eteğim, özellikle kumaşı bu tarz olsun istedim, bilmiyorum sizler nasıl buldunuz bakalımmmm????

21 Eylül 2011 Çarşamba

HEDİYELEŞMEK... (:

Geçenlerde takvim yaprağının arkasında bir hadis-i şerif okumuştum. Şöyleydi: ''Hediyeleşiniz ki birbirinize olan muhabbetiniz ziyâdeleşsin''. Çok hoşuma gitti açıkçası. Hediye almayı da, vermeyi de severim. Ama almak daha mı güzel nedir... :)))

İşte bir öğrencimin bana bugün hediye ettiği saatli bilekliğim, hediye ne olursa olsun insanın hoşuna gidiyor. Eh biz bayanlar bu tarz hediyeler alınca bayağı bir mutlu oluyoruz sanırım. Günüme mutluluk kattı bu şirin hediye, sağolsun öğrencim... (:

19 Eylül 2011 Pazartesi

PEELING KREMİMMMMM... :)))

Efendim piyasadaki peeling kremlerine on basar, kesinlikle herkese tavsiye ederim. Önceden yapardım, ama çoktandır ihmal etmiştim. Aşağıda benim kendi ellerimle hazırladığım peeling kremim...:)))) Malum okullar yarın açılıyor, biraz bakım yapayım di mi ama, öğrencilerime hoş görüneyim...:))))

Efendim serde kimyacılık olunca elimiz yatkın, gerçi herkesin kolaylıkla yapabileceği bir krem. Krem diyorum,  çünkü gerçekten benim kullandığım hazır piyasa kreminin yanında 5-10 katı etkili, emin olabilirsiniz.

Şöyle hazırlıyorsunuz efendim; çok ama çok basit. 1 mama kaşığı yoğurt, gördüğünüz kıvamı elde edecek kadar mısır unu ve 1-2 damla limon. Bunu iyice karıştırın. Ayna karşısına geçin ve yüzünüze bol miktarda iyice sürün. Bu şekilde cildinizin hassaslık derecesine göre bekletin. Örneğin yarım saat, ama ben 1 saat bekledim, işlerim vardı, bırakmak istemedim. Bu arada yüzünüz gerilecek, panik olmayın... :)))) Sonra önünüze bir gazete kağıdı alın ve yüzünüzü ovalarak kuruyan karışımı çıkartın. Ama iyice ovun onları çıkartırken, ölü derinin atılması için. Sonra da iyice yüzünüzü yıkayın.

İnanın benim yüzüm her yaptığımda pırıl pırıl olur ve de elim kayar nerdeyse yüzümü yıkarken. Kesinlikle deneyin derimmm..:))

Ben şimdi kaçar, yarın okullar açılıyor, heyecanlıyım, böyle heyecanlanabilmek güzel, mesleğimi çok ama çok seviyorummmmmmmmm....(:


16 Eylül 2011 Cuma

KOCACIK KAPAMASI...

Efendim bizim geleneksel yemeklerimizden, Kocacık Yugoslavya' nın bir köyü. Ben de oraların ismini vereyim dedim kapamamıza ( babamdan gelen yoğun istek üzerine (: )  Bu yemek biraz özel bir yemek, kalabalıklara ve de misafirlere yapılır. Biz de misafirlerimize yaptık... :)

Kapamamızın yapım aşamaları şöyle; İlk önce istediğiniz cinste tavuk parçaları alınır(genelde but ya da kalça olur, biz bu sefer kalça tercih ettik) Tavuklar suyunu çekene kadar kavrulur, sonra su ve ikiye bölünmüş bir soğan ile birlikte pişiriyoruz.Pişince suyunu süzüp bir kenarda bekletiyoruz, soğanlar da atılıyor haliyle...

Öte yandan pirinci pilav gibi kavurup, tavuğun suyu ile suyunu tam çekmeden pişiriyoruz. Sonra pilavımızı bir tepsiye yayıp, tavukları üstüne diziyoruz. Fırına verip, suyunu çekene ve tavuklar kızarana kadar pişiriyoruz Çıkınca üzerine karabiber ve özellikle bol miktarda kuru nane serpiyoruz ve afiyetle yiyoruz...(:

Emeği geçen ablama buradan sevgiler, ellerine sağlık...:))

13 Eylül 2011 Salı

BAHÇE GANİMETLERİ...2

Birkaç zaman önce bu yazımda bahçe ganimetlerinden bahsetmiştim. İşte şimdi de incir mevsimi, yeni yeni olmaya başladılar. Henüz küçükler, ama büyümeye başlarlar birkaç gün içerisinde...



İşte size incirin birkaç faydası;

• Sindirimi kolaylaştıran incirin, bedeni bakterilere karşı koruyan etkileri de vardır.
• İncir içerdiği yüksek orandaki kalsiyum ve fosforla kemik ve dişlerin oluşumu ile sağlıklarını garantiler:incirin içerdiği kalsiyum, diğer besinlerdekine göre daha kolay sindirilir. Süt içemeyen kişilerin incir yemeleri öğütlenir.
• İncir, içerdiği 'benzaldehit' adlı maddeyle kanserli hücrelerin büyümesini önler, kansere karşı etkili olur.
• Kuru incirden hazırlanan infüzyon, özellikle çocuklarda korkusuzca kullanılabilen etkili bir müshildir: Bunun için iki-üç kuru incir doğranır. Üzerine kaynar su dökülerek 10-15 dakika demlendirilip bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde 2-3 bardak içilir.
• Körpe incir yapraklarının sütü siğile karşı etkilidir: Bu etkiyi sağlamak için körpe incir yaprağından sızan süt siğile sürülür.
• Körpe incir yapraklarının ezilmesiyle hazırlanan yara lapası, çıbanların olgunlaştırılması ve baş verip delinmesinde etkili olur.
• Kurutulmuş incir yapraklarıyla hazırlanan dekoksiyon, hemoroit (basur) ve çıbanlara karşı etkilidir: Körpe incir yaprakları, havadar ve güneş görmeyen bir yerde kurutulur. Bu yapraklar parçalanır. 2-3 tatlı kaşığı kurumuş yaprak bir bardak suda 30 dakika kadar kaynatılır. Böylece hazırlanan dekoksiyonla ıslatılan bez basur memesine sürülür ya da çıbanlara sarılır. Hemoroite karşı bu dekoksiyondan günde 2-3 bardak içilir.

http://www.maxicep.com/saglik-kosesi/incirin-faydalari-saymakla-bitmez-48754.html

5 Eylül 2011 Pazartesi

VEEEEE TATİL BİTERRRRR...

Bir Ramazan biter, bir bayram biter ve bir tatil daha burda biterrrrrr. 15 gün sonra okullar açılıyor ve biz bugün yapılan toplantıyla çalışma hayatımıza başladık. Sınavlar, görevler, okul, idare, öğrenci, öğretmen... artık bol bol zikredeceğimiz kelimeler arkadaşlarımızla... (:

Bayram bitti, inşallah hepimiz için çok güzel geçmiştir. Bu bayram bizim için biraz buruktu. Annemiz olmadan ilk bayramımız, onu ziyaret ettik ve sık sık da ediyoruz inşallah.

Bu bayram tatlıyı ablam yaptı, ben de ona yardım ettim. Tarif annemin tariflerinden, o kadar çok tarif defteri vardı ki annemin, sürekli onları karıştırıyoruz yeni bir şeyler denerken. Hepsi çok düzenli, tatlılar bir yerde, çorbalar bir yerde. Sanki bize onları düzenleyip bırakmış sağolsun, Allah ondan razı olsun, Allahım mekanını cennet eylesin, kabri nurla dolsun inşallah...


Tarife gelince şöyle; 1 yumurta, 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 çay bardağı süt, 1 çay bardağı yoğurt, 1 çorba kaşığı sirke, 1/2 paket kabartma tozu, 1 çimdik tuz, aldığı kadar un. Bunlarla kulak memesi yumuşaklığında hamur elde edilir. En az 1 saat bekletilir. 28 bezeye ayrılır ve bir süre daha böyle bekletilir. Daha sonra dörderli gruplar tabak büyüklüğünde açılıp, aralarına nişasta konup 40 cm çapı tepsi için büyültülür. Ceviz atılır ve dörde kesilip aşağıdaki gibi oklavaya sarılıp büzüştürülür ve kesilir.

Kesilen tüm tatlılar tepsiye yerleştirilir ve eritilen 150 gr. tereyağı üzerlerine gezdirilir.

Şerbeti için; 4 su bardağı şeker, 3 su bardağı su kaynatılır, biraz limon damlatılır. Tatlımız sıcak, şerbetimiz ne sıcak ne soğuk iken üzerine yayılır. En az 24 saat geçtikten sonra tatlımız daha güzel oluyor. Misafirlerimizin beğenisini aldı tatlımız bu arada... (:

Bu da bir yürüyüş sırasında çekilen fotolardan biri, ne mi yapıyorlar, akıntıdan gelecek balıkları dört gözle bekliyorlar efendimmm.... (:

28 Ağustos 2011 Pazar

KOL BÖREĞİ, NAM-I DİĞER ÇARŞAF BÖREĞİ... :)

Bizim meşhurrrr böreklerimizden, diğer bir adı Çarşaf Böreği.

 Bu böreği yemeye alışınca, hazır böreklere börek gözüyle bakamıyorsunuz maalesef. Yapımı çok kolay olmasa da, ara sıra sofralarımızı süsler kendileri...:))

İç harç olarak patates, soğan, isteğe bağlı kıyma... Hafifçe ocakta pişiriliyor.

Hamurumuz un,su ve tuzdan oluşuyor.3 eşit parçaya bölünüp, biraz açılıyor ve yağlanıp 10-15 dk bekletiliyor. Bu şekilde bekleyen hamurlar daha güzel açılıyor.

Bu iş için özel beyaz çarşaflarımız var... :)) Bunlar çıkartılıyor ve bekletilen hamurlar, en az iki kişiyle karşılıklı açılıyor. Hamur inceldikçe kopma olasılığı yüksek görüldüğü üzere... :)) Açılan hamur yağlanıyor ve harcımız üstüne yayılıyor. Karşılıklı çarşaflar tutulup, hamur sarılıyor. Bu işlem 3 hamur için de aynı şekilde uygulanıyor ve tepsiye yerleştiriliyor. 

İlk parça bu şekilde, diğerleri de bunun etrafına yerleştiriliyor...

Bu da hepsinin yerleştirilmiş hali, üzeri yağlanıyor pişmeden önce...

İşte bu da nar gibi kızarmış hali, yapması saatleri, yemesi dakikaları alan böreğimizzzzz....

Bu macır böreğini bilenler var mı acaba????

26 Ağustos 2011 Cuma

DUALARDA BULUŞALIM...


Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var."
(Furkan suresi 77.Ayet)

"Rabbimiz buyurdu ki: Bana dua edin size cevap vereyim."
 (Mü'min suresi 60. Ayet)

Bu güzel geceyi en güzel dualarla süslemek niyetiyle, dualarda buluşalım. Hayırlı kandiller...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

CİCİ ETEĞİMMMMM... :)

İşteeeee karşınızda en son diktiğim eteğim, aslında yeni bitmedi. Ancak, yeni fırsat oldu sizlerle paylaşmaya. Kumaşı her zamanki gibi bizim semt pazarımızdan. 3 parçası 1 tl idi. Ancak bazı kısımlar lekeliydi. O kısımları eleyerek sonuçta böyle bir etek çıktı ortaya. Çok da güzel oldu bence... :)))

10 cm lik bir korse biçiyoruz bedenimize göre, tabi paylarını vermeyi unutmuyoruz. Bu sefer korse altı büzgülü yapmak istedim, değişiklik olsun diye. Ama giyince bayağı bir kabarık durdu, Allah'tan ütü yardımıma yetişti. Bayağı geniş duruyor fotoda, ama o kadar değil, yani bu kadar geniş biri değilim, aslında onu demek istiyorum.... :)))

Artık bayramlık cicim yaparım kendisini, kombini de paylaşırım sizlerle inşallah... Şimdilik hoşçakalınnnn...:)

20 Ağustos 2011 Cumartesi

1 MİMDİR,2 MİMDİR, 3 MİMDİR.... :)))

Çoktandır mimlenmemiştim, zaten mim olayına da ara verilmişti sanırsam. Aslında mim cevaplamayı hiç sevmiyorum ama yollayan arakadaşları da kırmak istemem açıkçası. Efendim bu sefer ki mim konusu '' EN' LER'' . Bazı kategoriler var, bunlara en uygun blogları seçiyormuşuz, en fazla 3 blog seçme hakkımız var, sadece de bir kategoriye 5 tane yazabilirmişiz. Kural bu. Hemen kategorileri ve seçtiklerimi sizlerle paylaşayım... :)))

Foto ne alaka demeyin, en ilginç yumurta olsun bu da... :)))

En İyi Tasarıma Sahip Blogger :  nevalumut sepeti

En Güncel Blogger : öykü

En Meraklı Blogger : yaşamsal ganimetler

En Çok Gezen Blogger : Funda Ceyhan  , yemyeşildeniz

En Çok Bilgilendiren Blogger : banuca Bir şeyler , zeynep, rana


En Çok Kendini Anlatan Blogger : CYK, çatı katı ilkay

En Çok Eğlendiren Blogger: Balböcükleri, çatı katı ilkay

En Çok Yorum Yapan: Otuzundan sonra, yemyeşildeniz


Bunları seçtikten sonra sanırım bir yere bu linki yollamamız lazım, malum en lerin seçilmesi için, ama henüz emin olamadım, öğrenince yazarım şekerler, şimdilik esen kalın.. :))

18 Ağustos 2011 Perşembe

BAHÇE GANİMETLERİ...

Az da olsa bahçenizden bir şeyler yiyebilmek ve hatta bunları başkalarıyla paylaşmak çok güzel bir duygu. İşte size bahçemizden birkaç ganimet... :)))

Böğürtlen, pazarda kilosu 5 tl' ye satılıyormuş dedi babam. Değer mi, sanırım değer... :)))

Balkondan uzanıp kopartabildiğimiz erikler. Maşallah o kadar bereketliydiler ki, bir sürü insan nasiplendi... :))

Elmalar. Aslında şu anda yenilmeyecek aşamadalar, ama sürekli dökülüyorlar. Rahmetli annem bu halleriyle sirke yapardı, hala yaptığı sirkeler duruyor... :((( 

 Evde sirke yapımı için TIK TIK.

Biz de birkaç gün önce, bu elmalarla katı meyce sıkacağıyla meyve suyu elde ettik, inanın değme meyve sularına taş çıkartıyorlar. Herşeyin doğalı işte...

Evet gelsin sarmalar, işte yine bahçemizden asma yaprakları. Taze asma yaprağı gibisi yok. Sıcak suda haşlanan yapraklar, iç harcımızla sarılır ve afiyetle yenir...:)

Kesinlikle şükredilmesi ve tefekkür edilmesi gereken şu nimetler için Allah'a binlerce şükürler olsun... :)

16 Ağustos 2011 Salı

PANTOLON PAÇASI KISALTMA , MISIR MEVSİMİ ve ACI GERÇEKLER...

Evet yine alakasız birkaç konuyla karşınızdayım efendim, olsun çeşitlilik iyidir... :))) Ama lütfen ve lütfen postun sonunu kesinlikle okuyun. :)

Bugünkü postumuzun ilk konusu, indirimden aldığım pantolonumun paça kısaltması. Şu ürünler indirime girdi mi, nedense boy, paça kısaltma işlemleri ekstraya giriyor. Ben de o kadar indirimden yararlanmışım bari kendim bildiğim kadarıyla kısaltayım diyorum, ehh fena da olmuyor hani.... :))

Bu sefer makina dikişi ile kısaltmadım paçaları. Orijinal hali böyleydi, tabi sanayi işi. :))) Ben de hristo teğel uyguladım, ablam tarif etti sağolsun. :)) Bu arada bu ismi de yeni duydum, çaktırmayın.. :))

Bu da hristo teğelimin yakın çekimi, elimden geldiği kadarıyla... :))) Pantolonum klasik olunca, ben de orijinale sadık kalayım istedim, makina dikişi istemedim.  :)

Evetttt, gelelim postumuzun ikinci konusuna, mısır zamanı geldi. Eğer mısırı seviyorsak, bol bulabildiğimiz bu mevsimde bol bol tüketmek gerekiyor sanırım... :)) Çünkü faydaları saymakla bitmiyor. Vücuda ve zihne enerji verip, yorgunluğu giderdiği benim bildiğim faydalarından.. :)

Geçen Sağlıklı Yaşam üzerine bir program vardı radyoda, orada monosodyum glutamat maddesinden bahsedildi. Kimya kökenli biri olduğum için direk dikkatimi çekti tabi ki. İlk önce bu maddeyi bir tanımlayalım.

 Monosodyum glutamat başta çeşitli konserveler, cipsler, hazır çorbalar, bulyonlar, salamlar - sucuklar vs. olmak üzere, birçok hazır besinde karşımıza çıkan katkı maddesi. Kullanım amacı lezzet vermekten ziyade var olan lezzeti (mesela çilek ya da et tadı) ön plana çıkartmak, belirginleştirmek...


Ama şöyle bir acı gerçek var ki, bu madde zararlı. Ben burada uzun uzun yazmıyorum, ama netten bir girip bakın, okuduklarınız karşısında inanın şok olacaksanız. Çoğu şeyin biraz zahmetli de olsa doğalı var, belki çocuklarımıza marketten cips almak, bu mısırı pişirmekten daha kolay ama, inanın ikisinin farkı kıyas edilemez.

Son olarak şunu belirteyim; radyodaki şu söze bir an kilitlendim, cipslerin üzerinde de sigaralar gibi '' ölümcül'' yazılmalıdır....

12 Ağustos 2011 Cuma

YALANCI PROFİTEROL VE OTO PASPASI....:)))

Başlık ne alaka diyebilirsiniz. Biri bugün yaptığım etimekli tatlı, diğeri de BİM'den arabam için aldığım paspaslar...:)))

Efendim tarif internetten, sütlü tatlı tarifi bakarken rastlamış, sık kullanılanlara eklemiştim.Ama ben tarifi biraz değiştirdim, biz çok şeker kullanmıyoruz, şekeri azalttım. Çikolata sosunu da kendim yaptım. Tarif,  Tarif Diyarı'na ait. Orijinal tarif için TIK TIK.

Not: Bu arada yalancı profiterolü ilk babam denedi ve şöyle dedi: '' Bu sizin yaptığınız bi tatlı var ya, ona benziyor''. ( profiterolü kastediyor (: , arada yaparız da.:)) ) Demek ki neymiş, yalancı profiterol, orijinal profiterolü aratmıyormuş. :)))


Evet bunlar da arabama aldığım paspaslar. Sizi bilmem ama ben Bim' i çok severim. Her cuma günü aktüel ürünler satışa sunuluyor. Genelde fiyatları da uygun. Saç kurutma makinasından, fotoğraf makinasına kadar bir sürü şey aldım diyebilirim BİM' den. :)))) İşte bunlar da son aldıklarım. :)))  2 ön, 2 arka olmak üzere 4 adet paspas. Fiyatı da 9.90 tl. Açıkçası araba paspası fiyatlarını bilmiyorum, ama eminim uygundur deyip aldım valla. :)))
Nitekim netten şöyle bir fiyatlara baktım, gerçekten de uygun her zamanki gibi...:))))

Her hafta BİM'de aktüel ürünler nelermiş bakmak isterseniz buraya TIK TIK efendim... :)))

Haftasonu geldi, hepinize güzel bir hafta sonu diliyorummmmmm... :))

10 Ağustos 2011 Çarşamba

RAMAZAN HALKASI...

Bilmiyorum sizin oralarda var mı ama, bizim burada Ramazan ayında fırınlarda halka çıkar. Çok da severim ben halkayı, muhakkak Ramazan ayında bir kere yapılır bizim evde.

Normalde halkanın daha incesi makbuldür, ama bizim fırın biraz abartmış, dolgulu halka... :)))

Halkalar 6-7 cm uzunluğunda kesilir ve suyla ıslatılır, içleri kesilir ve ekşimik-maydanoz karışımı içlerine yerleştirilir.

Daha sonra halkalar yumurtalı sütlü karışıma batırılarak kızartılır. Bazıları sadece yumurtaya batırıyor, aslında o daha lezzetli oluyor, ama daha ağır maalesef...

İftara az bir zaman kaldı, haydi hazırlık için mutfağa... :)))