12 Haziran 2016 Pazar

SAMEK BEZ BEBEK KURSU ve SERGİSİ...

Sevgili dikiş hocamın Sakarya'da ilk olarak açtığı Bez Bebek kursu büyük ilgi topladı. Sene sonunda yapılan tüm çalışmalar Samek yıl sonu sergisinde sergileniyor. Hepsi birbirinden şeker şu bebeklere bakar mısınız, ben sene boyunca yapım aşamalarına az çok tanık oldum. Hatta malzemeleri aldım, başlamak nasip olmadı. Ama bir gün kesinlikle ben de yapacağım inşallah... :))

Oğlu ve gelini doktor olan bir kursiyerin yaptığı bez bebekler... :)


     ve diğerleri için sizi izlemeye alıyorum. Ben hepsine bayıldım doğrusu... :)










Serginin diğer fotoğraflarını inşallah başka bir postta yayınlayacağım. şimdilik esen kalın... :I

30 Mayıs 2016 Pazartesi

BİR KİTAP, BİR FİNCAN ÇAY, ÇOKÇA HUZUR...

Uzun zamandır böyle konsantre kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Arkadaşımla "hadi Sapanca'ya gidelim." kararıyla, kendimizi nezih bir kafenin bahçesinde, göl kenarında kitap okurken bulduk. Bol temiz hava, yanımızdan geçen ördek eşliğinde kitaplarımızı okuyup, göle karşı çayımızı yudumladık. Ara ara dertleştik, fikir alışverişinde bulunduk. Şükür ettik, tefekkür ettik, sevdiklerimize dua ettik. Yeni yerler keşfedip, buraları başkasının keşfetmemesini diledik. (:



    Huzur dolu bir haftaya merhaba...

23 Mayıs 2016 Pazartesi

ÇANAKKALE ŞEHİTLİKLERİ GEZİSİ- 2

Bir kaç gün önce Çanakkale gezimizin ilk postunu paylaşmıştım. Merak edenler için TIK TIK


İşte gelelim gezimizin ikinci kısmına. Sabah uyanır uyanmaz otelde kahvaltımızı yaptık ve yola koyulduk. İlk adres Eceabat istikametiydi. Feribota binerken, otobüsümüze bir poşet meşhur Eceabat simidi yollandı. Öğrencilerimizden birinin dayısı oradaymış, bize jest yapmış. 


Eğer bir gün yolunuz Eceabat'a düşerse sakın bu simitten yemeyi ihmal etmeyin, zira simit yemiş sayılmazsınız.... :)

 Eceabattan Şehitliklere doğru ilerlerken bize eşlik edecek Rehberimizi de otobüsümüze aldık ve duygu yüklü, tarihi gezimiz bir taraftan da başlamış oldu. İlk durağımız 57. Alay idi. Buram buram tarih kokusunu içimize çekerek oraları anlamaya, dinlemeye başladık. 

 Pazar günü olması nedeniyle hayli kalabalıktı, ama rahatsız edici boyutta değildi. Rehberimiz buraları ziyaret için en ideal günlerin Salı, Çarşamba ve Perşembe olduğunu belirtti, aklınızda bulunsun.

 Diğer istikamet Conk bayırı idi. Manzara müthişti, ama manzaraya karşı içimizde oluşan karışık duygular oluşması gerekendi sanırım. Rehberimizin anlatımlarıyla gerek duygulandık, gerek orada canını vermiş binlerce vatan evladına karşı minnet duyduk. Allah hepsinin mekanını Cennet eylesin...

       Çanakkale Anıtı, her adım solumaya değer gidilmesi gereken ilk yerlerden...

 Bilinçli bir grupla gittiğimiz için bu geziden daha da keyif aldık, hatta Rehberimiz de memnuniyetini dile getirdi. Zira oraya gelip anlatılanlarla dalga geçen çok fazla gencin olduğunu duyunca, öğrencilerimizle bir kez daha gurur duyduk.

Zira '' Gezimiz burada sona erdi'' diyen Rehberimize '' Hayır bitmesin'' diyen öğrencilerimiz vardı.

 Son durağımız Şahindere Şehitliği idi. Diğer tüm yerlerde mezarlar sembolik, sadece burada gerçek mezarlar var. Allah rahmet eylesin...

Buradaki Şehitlikte sadece bir mezarda isim yazıyor. O da şehit düşen oğlunu bulan baba, en azından mezarı belli olsun diye alıp getiriyor. Duygulanılan yoğun anlardan...

Eğer olur da yolunuz buralara düşmediyse, kesinlikle bir yolunu bulun ve gelin. Özellikle bir Rehber eşliğinde buraları soluyun. Vatan toprakları için canını ortaya koymuş binlerce evlattan Allah razı olsun, Allah rahmet eylesin. 

22 Mayıs 2016 Pazar

KEŞKEKLİ GÜN SOFRASI...

Bugün okuldan arkadaşlarımla son gün programımızı uyguladık. Seneye yeni günlerde buluşmak üzere anlaştık. Sevgili ev sahibimiz bir sürü şey hazırlamıştı. Hangi birinden yiyeceğimize karar vermek oldukça zordu. Çeşit sayısı konusunda ne kadar kısıtlama getirsek de, bazen buna uyulmuyor maalesef.... (:

İşte gün sofralarınız için alternatif mamalar... :)

Soframızın assolisti keşkekti. Sadece tek başına olsa bile yeterdi artardı bile, o kadar güzeldi... :)


Bu arada her şey çok güzeldi. Ama keşkekten sonra en beğendiğimiz ve tadı farklı olan haşhaşlı, cevizli gül börekleriydi. Şahane olmuşlardı. Haşhaş, sıvıyağ, şeker karıştırılıyor, 4'e bölünmüş yufkaya sürülüyor, ceviz ortaya yayılıyor ve gül böreği şeklinde sarılıp fırına veriliyor. Enfesti kesinlikle... (:


Diğer çeşitler sarma, ıspanaklı rulo börek, peynirli 2 adet börek, elmalı kurabiye...

Patatesli salata, kıymalı ve dereotlu poğaçalar, incirli ve cevizli tatlı...


Bu güzel sofra için arkadaşımıza çok teşekkür ediyoruz. Bir diğer gün sofrasında buluşmak üzere esen kalın... :)

19 Mayıs 2016 Perşembe

ÇANAKKALE ASOS GEZİSİ- 1

Geçtiğimiz hafta sonu ani bir geziye dahil oldum, iyi ki de olmuşum. Çanakkkale'ye taaa üniversite son sınıfta gitmiş, bir aradaşımızda kalmıştık. Sağolsun bizi elinden geldiği kadarıyla gezdirmiş ve memnun etmişti. Aradan yıllar geçti. Asosu çok kez duymuştum, ama gitme imkanı bulamamıştım. İşte hazır fırsat ele geçmişken değerlendirmek gerekti. Yolculuğumuz bir gece kalmalı idi. Kaldığımız otel Assos Eden Gardens Hotel. Beklentileri karşılıyor, yemekler güzel, denize sıfır, ama sahil o kadar güzel değil, taşlı, yüzmek için zaman müsait değildi, hem dalgalı, hem de soğuktu. Neyse ki otelin hem açık, hem kapalı havuzu mevcut. 


                   Otelin odaları bahçede, bu güzel bir avantaj. Bahçeden bir görüntü...

                                     Bu görüntü de, yemek yerken karşınıza çıkan manzara...

Otele yerleşmeden önce, Asos tapınaklarını ziyaret ettik. Yalnız buradaki manzara müthişti. tadını çıkartıp bol bol temiz havayı ciğerlerime çektim. 
 Bu tapınağın orijinal hali sanırım, ama şu anda 4-5 tane sütun kalmış, yolunuz düşerse kesin uğrayın derim. Öğretmen- öğrenci ücretsiz, diğerleri kaç lira bilmiyorum. 

İşte bir kaç foto...

Burada az kalın giyinmekte fayda var, zira bayağı bir rüzgar vardı.

Toplu fotomuz. Çok eğlenceli, güzel bir gruptuk... (:

Buradan da Asos Limanına inip biraz dolaştık, burada çok foto çekemedim, zira şarjım bitmişti. :)
Burada keçi sütünden dondurma  çok meşhur. Ben beğendim, tadmaya değerdi, Fiyatı da 2 top 5 tl idi. Giderseniz muhakkak tadın derim.

2. bölümde maneviyat dolu fotoğraflar olacak inşallah. Görüşmek üzere... 

27 Mart 2016 Pazar

DİL SINIFIM YARIŞIYOR...

Okulumuz  Dil sınıfı olarak İngilizce Bilgi Yarışması düzenlendik. Yarışma  öğrenciler tarafından büyük beğeni topladı ve onları fazlasıyla motive etti. Yarın da yarışmanın 2. sini düzenliyoruz.
Üçer kişilik 5 gruptan oluşan yarışmada İngilizce gramer, kelime, okuma  ve dinleme üzerine 20 soru soruldu. Yarışmanın kazananı  ‘’The Baow’’ grubu oldu. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Aynı hafta içerisinde diğer İngilizce Öğretmeni arkadaşım tarafından İngilizce Münazara etkinliği düzenlendi. Biz de jüri üyeliği yaptık. Konu ''Türkiye Avrupa Birliğine alınmalı mıdır, alınmamalı mıdır? '' idi. Hükümet kanadı alınmalı tezini savunurken, muhalefet kanadı ise alınmamalıdır tezini savundu. İkna etme yüzdesi ile muhalefet kanadı yarışmayı kazandı. 
Okulumuzda İngilizce dil faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor... Bizi izlemeye devam edin... (:

4 Şubat 2016 Perşembe

EN SON NE ZAMAN GÖZLERİNİZ DOLDU... (:

Güzel değerler üzerine örülmüş bir Hint filmi. 2 saat 38 dakika içerisinde hem gülebiliyor, hem ağlayabiliyor, hem de heyecanlanabiliyorsunuz.  ( ben pc karşısında uzun oturamıyorum, o yüzden dans sahnelerini az atladım. itiraf. com :))  
BAHRANGİ BHAİJAAN

31 Ocak 2016 Pazar

CEVİZLİ İNCİRLİ TATLI

Geçen akraba günümüzde yaptığım ve gayet beğenilen tatlımız. Ben tarifi arkadaşımdan aldım. Sadece şeker miktarlarını azalttım, zira biz çok şekerli sevmiyoruz. Yaptığım ölçü ile ideal bir tatlı oldu. Kare borcamı kullandım. İşte detaylı tarifi; 

Öncelikle 6-7 inciri sıcak suda bekletin ve küp küp doğrayın. Bir bardak cevizi iri parçalar halinde hazırlayın.
3 yumurta 3/4 bardak şeker ile köpürene kadar çırpılır. Güzelce elenmiş 1 bardak un ve yine elenmiş vanilya ve kabartma tozu eklenir ve karıştırılır. Tahta kaşık kullanılarak ceviz ve incirler de eklenerek yağlanmış borcama malzeme dökülür ve 200 derecede kızarana kadar pişirilir.
 ( bizim davul fırın, siz ısıyı kendi fırın ölçünüze göre ayarlayabilirsiniz)
Kek ılınınca 1.5 bardak su, 1 çorba kaşığı şeker ve 1 ç.k kahve karışımı üzerine dökülür.
Sos için ise 1 kilo süt,  5 tepeleme çorba  kaşığı şeker,  2 tepeleme çorba kaşığı un ve 2 tepeleme çorba kaşığı nişasta göz göz olana kadar pişirilir, soğuyunca içine krem şanti eklenir ve çırpılır. Kekin üzerine dökülerek 1 gün sonra servis yapılır.

Denemek isteyenlere şimdiden afiyet olsun... (:

17 Ocak 2016 Pazar

GÜN SOFRAM... (:

Aslında üzerinden bayağı bir zaman geçti ama yayınlamak yeni nasip oldu. Fikir olması açısından 
paylaşıyorum. Ama her seferinde gün sofralarında israfa kaçmamamız gerektiğini de hatırlatalım...

 Arkadaşlarımdan çok beğeni alan Boşnak Mantısı. El açması yufka ve iç malzeme olarak bol soğan ve et. En son piştikten sonra et su ile ıslatılıp yarım saat kapalı bir şekilde tepside bekletiliyor, yeyip de beğenmeyen görmedim... :) 

Diğeri ilk defa denediğim Venedik Poğacası. Tarif Facebook Her Gün Yeni Bir Lezzet sayfasından. Arkadaşlar tarafından beğeni de aldı, tavsiye ederim... :)




Salatalara gelince. Kabaktan yaptığım Katık Dolması. Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. Tarif için TIK TIK...

Diğer salata ise yine instgram sayfasında rastladığım bir tarif. Yıldız şehriyenin yarısını az yağda kavuruyoruz, rengi kararıyor, kalan yarısını da atıp pilav gibi pişiriyoruz. Az tereyağ atıp ılımasını bekliyoruz. İçine maydanoz, dereotu, yeşil soğan, mısır, ben ayrıca kırmızı biber de kullandım. Tuz ve limonu da ekliyoruz, salatamız servise hazır oluyor. :)
Açıkçası tatlıları çekmeyi unutmuşum. Bu foto eski günden kalma... :) 
Çok beğeni aldığı için bu günümde de Triliçe yaptım, ek olarak klasik mantar kurabiye denedim. Beğenilen Triliçe tarifi için TIK TIK.

Umarım gün sofralarınız için fikir olur. Bol ve huzur dolu günler diliyorum. Sevgiler... :)

23 Aralık 2015 Çarşamba

BOŞ GÜNDE NADİDE HAYAT...:)

"Ne derler? Diyenler hep konuşanlardır" 
"Pişmanlıkları ve yaşayamamışlıkları yüzünden hep birilerini ayıplarlar!"

Bir boş günümü de sinemaya ayırayım dedim. Aradım arkadaşı, o da bana takıldı. Beraber izledik. Güzel ve hoşça vakit geçirmek isterseniz gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Kafa dağıtabileceğiniz, eğlenebileceğiniz bir film. Arada masalımsı sahnelere de rastlıyorsunuz, çerez tadında. Çağan Irmak ve Demet Akbağ olmasaydı ilgimi çeker miydi bilmiyorum. Ama Demet Akbağ kesinlikle harika. Yetkin Dikicileri de es geçmemek lazım. Genel olarak bir '' Babam ve Oğlum'' ya da '' Dedemin İnsanları '' değil ama. 

Bu arada bir ayrıntı var ki filmde ,yani şimdi ne alaka diyorsunuz, olmamışşş kesinlikle. Çağan Irmağın böyle bir şeye niye gerek duyduğunu anlamadım. Sponsorlar kuvvetli ve dış kaynaklı zannımca. Ayrıntıyı söylemeyeceğim, gidecekler için işin tadı kaçmasın. 

Ailecek bir kaç küfür sahnesi dışında izlenecek bir film. Bir de yukarıda bahsettiğim detay olmayasaymış tadından yenmezmiş. 


8 Aralık 2015 Salı

CİVCİV KABIM... (:

İşte son diktiğim kabım. Beğendiğim bir model vardı, ama uygun bir kalıp bulamayınca hocam sağolsun uyarladı. 
Sonuç budur... (:




Dikişe hevesiniz varsa muhakkak etrafınızda bir kurs vardır. Gidin ve bol bol dikin, hem almak istediklerinizi kendiniz üretin, hem de mutlu olun... (:

12 Kasım 2015 Perşembe

ELSA ELBİSE ve HAMARAT ARKADAŞIM... (:

Bugün sizlerle hamarat arkadaşımın yaptığı el emeği ürünleri paylaşacağım. Kendisi meslektaşım oluyor, bir adet matematik öğretmeni. Çok mu çok maharetli, son zamanlarda o da dikişe el attı. Renkli el hamurlarıyla da çok güzel pastalar yapıyor. İşte birkaç emeği... (:


 Minik yeğeni için yaptığı Elsa elbisesi, ben de bu elbiseyi ilk defa duydum. Zira minik kız çocuklarının favorisiymiş. Bayağı hoş gözüküyor, değil mi? :))


 Minik oğlu için yaptığı bol arabalı pasta... :)


Yine kızı için yaptığı cici pasta, insan bu pastaya kıyıp nasıl yer... :) 

Şimdilik bu kadar sevgili bayanlar, en kısa zamanda görüşelim inşallah... (:

1 Kasım 2015 Pazar

KAFTAN YELEK ve YAPIMI... (:

Biten bir kaftan yelek daha... smile ifade simgesi Bu tatilde de boş mu dursaydık yani... :)
Bu yeleği yaparken yapım aşamalarını geç de olsa fotolayım dedim. İnşallah diğer yelek dikiminde daha detaylı anlatırım.
Yeleğin dikim aşaması belli bir zamandan sonra sürekli ütü başında olmayı gerektiriyor. Yakada, kol pervazlarında, etek ucunda yapışkan tela kullanıyorum. Fotoğraflarda kısa açıklamalarla bir şeyler anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı olur sevgili bayanlar...



 Etek ucu kapamadan önce, yeleğin önünü içe 4 cm katladığımdan aynı şekilde terse 4 cm katlayıp boyu kaç cm kısaltacaksam (kalemle işaretlediğim yerden) o kadar dikiyorum. 

 Diktikten sonra fazlalığı fotodaki gibi kesiyoruz.

 Bu şekilde çeviriyoruz.

 Kağıt telamızı 5-6 cm uzunluklarda keserek ütülüyor ve iyice yapıştırıyoruz.


Yapışan telaları kaldırıp kumaşı kapatıp tekrar ütülüyoruz. Böylece eteğimizin etek ucu bitmiş oluyor, bu arada etek ucuna telanın yıkanıp etkisini kaybetmesi ihtimaline karşı ara ara teğel de atıyoruz.

Aynı işlemi yeleğin önü için de uyguluyoruz.

Bir diğer yelek dikimimde umarım unutmaz ve bu sefer yaka ve kol detaylarını da paylaşırım inşallah bayanlar... :)
Umarım ufak da olsa bir katkım olmuştur. :)