11 Ekim 2017 Çarşamba

ŞERBET RESTORAN, KIRKPINAR SAPANCA...

 Arada sakin yerler keşfetmeye devam... :)
Yine Kırkpınar sahil kenarındaki nezih mekanlardan biri, sanırım burası yeni açıldı. Mekan yeni olunca haliyle her şey yeni oluyor, bu da insanın o yer hakkındaki görüşlerini olumlu yönde etkiliyor. :)

Maja Kırkpınar ile yanyana burası...

Sakin, kafa dinlemek için ideal. Hafta içi olması daha da büyük avantaj bu konuda... :)

Göl kenarında hem gözünüz, hem de kulağınız huzur bulacaktır buna emin olun... :)

Biraz daha ayrıntı vermek gerekirse bir kahve ücreti 10 tl. Serme kahvaltı fiyatı kişi başı 40 tl. 
Mekanda mescid var, daha da güzeli lavabolardan ayrı olarak alçak abdest alma lavabosu var ki, bu konuda ince davranan işletmeyi tebrik ediyorum. Zira bazı mekanlarda lavaboyu geçtim, mescit yok. 
Tekrar hassasiyet için tebrikler... :)

8 Ekim 2017 Pazar

SON DİKİLENLER...

Dikiş kursumuz beklediğimizden de erken başladı. Eski ekibimiz ve katılan yeni kursiyerlerle inşallah bu yıl da güzel çalışmalara imza atarız. 

İşte ilk gün elimdeki kumaşlarla biçtiğim ve bugün bitirdiğim yeleğim. Kumaş yeterli olsaydı yakalı çalışacaktık, olsundu bu da güzeldi... :))

Yeleğin ütüsünü bitirmemle yeni kumaşlarla buluştum, elimde beğenerek aldığım bir kumaş vardı, ama ne yapsam yetmeyecekti. Başka bir kumaşla kombin yapmaya karar verdik hocam 2 kumaşın uyum sağladığını söyleyince, hemen biçiverdik. Bakalım nasıl bir sonuç olacak. O da başka bir post konusu olsun... :))

24 Eylül 2017 Pazar

GİZLİ BAHÇEM-İSTANBULDERE

Evettt sonbahar kendini yavaş yavaş hissettirmeye başladı artık. Yapraklar yeşilden kahverengiye doğru ilerlemekte, bu aradaki renk cümbüşü ise seyretmeye değer doğrusu. İşte yol boyunca gözünüzün ve gönlünüzün bayram ettiği bir mekan. 

işteeeee orası, burası... :))

Yeşillikler, ağaç ve şelaleler arasında gizli bir bahçe... :)

Hem kulağınıza, hem de gözünüze hitap eden tek kelimeyle harika yerlerden... :)

 İşte yapılacak en keyifli şeylerden biri kahve+kitap... :)

Mekandaki dereye de inebilir, oradaki masalarda da oturabilirsiniz. Bu mevsimde ben tercih etmem orası ayrı tabiki de... :)

Mekanda serpme kahvaltı 40 tl. Diyelim sadece kahve içmek istediniz kişi başı 5 tl. Diğer menü hakkında bilgim yok, kahve bahane edenlerden olunca sadece kahvaltı fiyatını sordum.

Olur da yolunuz düşerse keyif alırsınız umarım , iyi haftalarınız olsun... :))

4 Eylül 2017 Pazartesi

TİRMİS... (:

Mısırlı gelinimizden tirmisli kahve ikramı. ☕
Tirmis Akdeniz yöresine ait bir çerezmiş. Türkiye 'de bazı yörelerde varmış ama ilk defa görüyorum. Tadı haşlanmış mısır gibi, ama daha sert. Kabuğu çıkartıp yendiği gibi, çıkarmadan da yenilebiliyor. Haşlanmış bir şekilde servis yapılıyor. Güzel, alışığa yakın bir tat. 


İkili olarak belki çok uyumlu olmayabilir, ama kahve bahane sohbet şahane... :)

Tirmis bilenler, tadanlar el kaldırsın... :)

1 Eylül 2017 Cuma

FIRINDA KARNIYARIK

 Merhabalar şekerler. Kurban Bayramı'na sayılı saatler kaldı. Ben de bu arada sizlere fırında karnıyarık tarifi vereyim. Çoğunuz biliyorsunuz belki ama, bilmeyenlere ya da kızartmadan denemek isteyenlere alternatif bir tarif olabilir diye düşünüyorum... :)

Biz evde nadiren kızartma yapanlardanız.  Çok nadir bir et yemeğinin yanına patates kızartması yaparız. Tercihimiz genelde fırından yanadır. Karışık kızartma bile su ve yağ karışımı ile fırında yaparız. Sağlık açısından kesinlikle tavsiye ederim.

Gelelim bizim tarife. Patlıcanları alaca soyup bir kaç yerinden kürdanla delip fırına veriyoruz. Yarım saat kadar tutup çıkartıyor,  içlerini oyup tuzları hazırladığımız iç harcımızla dolduruyoruz.

İç harcımız da şöyle;  2 orta soğanı yağda soteleyip, 2 ince doğranmış biberi ekleyip az daha soteliyoruz. 200- 250 gr kıymayı katıp az pişiriyoruz. 2 rende domates ya da salça (size kalmış)  ekleyip tuz ve karabiberi de katıyoruz. Harcı doldurduktan sonra aynı tavada su,  tuz az kırmızı biber ya da salça ile hazırladığımız sosu patlıcan tepsisine döküp fırına veriyoruz. Piştikten sonra afiyetle mideye indiriyoruz... (:

29 Ağustos 2017 Salı

KARDEŞLER PİKNİK YERİ, SAPANCA

Yine Sapanca kıyısındaki mekanlardan. Tek farkı piknik alanı olarak tercih edebileceğiniz bir yer olması. Ayrıca kıyıda çay, kahve vs. içmek isterseniz de bir alternatif olabilir. 

Önünde  otopark mevcut, bu konuda zaten buralarda hiç bir mekanda sorun yaşamazsınız.

Sessiz, göl kenarı kitap okumak için ideal. Yanında kahvenizi de yudumlayabilirsiniz... :)

Burada piknik yapmak için masa kiralanıyor. 25 tl masalar, eğer mangal da kullanmak isterseniz 20 tl fiyatı. Ama kendi mangalınızı da getirebilirsiniz. Piknik değil de, bir şeyler içmek isterseniz makul bir yer. Bir kahve 5 tl. 

Not: Bu arada mekanda mescit var. Alkol konusunu merak ederken, piknik amaçlı gelen bir grubun masasında değişik bir şişe görünce merakımı gidermiş oldum. Mekan olarak bu konuda bir kısıtlamaları yok, seçim size kalmış... (:



24 Ağustos 2017 Perşembe

KIYI CAFE&RESTORAN, SAPANCA

Merhabalar yazın son günlerinden. 
Eğer şehir merkezinden bunalmış ve kendinizi serin bir mekanda bulmak isterseniz, göl kenarındaki mekanlardan biri Kıyı Restoran. İlk olarak 3 yıl önce arkadaşlarla gitmiştik. Bugün de tekrar gitmek nasip oldu. 

 Sanırım kıyıdaki mekanlardan en süslü ve geniş alana sahip olanı. Çocuklar için de bayağı bir alternatif var. Oynamaları için park yeri, salıncaklar vs. 

Diğer yerlere göre sanırım daha kalabalık, gerçi hafta içi her yer makul ölçüde sessiz. Burası az daha yoğun gibi. 

Göl kenarında yüzen ördek ve yavrular eşliğinde kitap okuyup kahvenizi yudumlamak pek keyifli... :)

Mekanda zevkinize göre her türlü yemek var. Fiyatlar sanki biraz pahalı gibi, her şeyin fiyatını bilmiyorum ama 1 kahve, 2 çay ve bir adet mozaik pasta 30 tl tuttu. Ayrıca serpme kahvaltı 40 tl imiş. Bilginize...:)

Not: Mekan alkolsüz ve de mescidi var.

18 Ağustos 2017 Cuma

KARIŞIK POST... (:

Tatil tüm hızıyla devam ediyor. Şunun şurasında bitmesine ne kaldı ki, zaman işte bir çırpıda geçiveriyor. Bakalım neler var arşivimizde... :)

 Aslında bu pideyi yapalı bayağı olmuştu, bizim tadına doyum olmayan klasik macır böreklerimizden, iç malzemesi size kalmış. Ben mesela çiğ soğan çok sevmem, ama soğan pidesine bayılırım... :))
Blogda ayrıntılı soğan pidesi tarifi için tıklayınız... :)

 Maharetli arkadaşımın kendi boyadığı sehpaları, oldum rengarenk der gibiler... :))

 Yaz dikiş kursuna gelen Suriyeli bir kız vardı, liseye gidiyor. Burada yaşıyorlar, dikiş merakı nasıl başladı bilmiyorum ama ben ondaki azme bayıldım. Bu da onun diktiği kot çanta, kendi süsledi... 

 Kursta diktiğim son parça, kimono tarzı kıyafetlerin içine giymek için diktim, uzun uzun güzel oluyor... :)

 Arada kafa dinlemece, doğayla başbaşa... :)

Bu da arkadaşımın diktiği plaj kıyafeti, burada çok net olmasa da çok klas bir havası var, hoş olmuş bence... :)

Arada böyle karışık postlar arşivi temizleme adına iyi oluyor, şimdilik bu kadar, tekrar görüşmek üzere... :)

11 Ağustos 2017 Cuma

PIRASA SAPLARINDAN BÖREK... (:

Böreğimizin adı aslında neden Pırasalı Börek değil de, saplarından börek acaba? :)
Açıkçası çocukluğumdan beri pırasa çok sevmem, yerim ama Allah biliyor ya çok istekli değil. Rahmetli annem hep beyaz kısımlarını ayırır bana verirdi. :)
Ne hikmettir ki yemeğini sevmeyen ben, pırasalı börek ya da pideye bayılırım. :)

Gelelim bu böreğin hikayesine. Bizim evde anlaşılacağı üzere pırasanın ince sapları çok fazla kullanılmıyor. Biz de onları ince ince doğrayıp, az yağda kavuruyor ve dondurucuya atıyoruz. Hikayenin gelişme kısmı ise, eve gelen bir misafirimizin eli boş gelmeyip hazır yufka getirmesinden oluşuyor. Devamında yufkalarımız üçgen parçalara bölünüyor ve yumurta+sıvı yağ+yoğurt karışımı sürülerek gül böreği şeklinde sarılıyor. Sosumuzu  üstlerine de sürüyor ve fırına atıyoruz. Sonuçta leziz mi leziz böreklerimiz mideye indiriliyor. 

Biz bu şekilde yapıp derin dondurucuya da atıyoruz, ani bir misafir geldiğinde de fazla telaş yapmanıza gerek kalmadan bir çeşidiniz hazır olmuş oluyor... :)))

Evettt pırasalı börek severler buraya... :))

5 Ağustos 2017 Cumartesi

KELLE PAÇA ÇORBA...

Bu yaşıma kadar hiç içmediğim, geçen günlerde test ettiğim çorbadır kendisi... :))
Normalde işkembe çorbasına bayılırdım. Rahmetli annem Kurban Bayramı sonrası yapar, biz de afiyetle yerdik. Uzun zamandır evde yapılmıyor, hazırlar ya da kasaptan alınanlar da nasıldır bilemiyorum... :))


Gelelim kelle paça çorbasına. Küçükbaş hayvanların ayaklarından, paçalarından yapılmakta olup, en makbul olanın keçi paçası olduğu söylenmektedir.  Faydası bazı yönleriyle çok fazla. Özellikle kırık, çıkığı olanlara, kemikle ilgili ağrı çekenlere bolca tüketmesi tavsiye ediliyor. 


Çorba olarak sanırım bayağı populer bir çorba çeşidi, öyle ki bıraksan her gün içecek olanlar 
vardır.. :) Ben de bu yaşımda ilk defa denemiş oldum. Devamı da gelecek gibi... :))



Sizde durumlar nasıl acaba? :))