29 Mart 2015 Pazar

KARIŞIK POST... (:

Çok ayıp değil mi sevgili okuyucu, sen akıllı telefonda bir sürü zaman harca, gel burda bloğunu ihmal et. Ahh ahhh oysaki ilk göz ağrımız bloglar çoğumuz için. Oysa ki haftada bir iki post yayınlardık, arayı açmışım ben yine. Bir karışık post gelsin o zaman... (:

 Dikiş kursum tam gaz devam ediyor ve kursa gitmeyi de çok seviyorum. Bunda kurs hocamın ve arkadaşlarımın  katkısı büyük. İşte Çarşamba pazarı ganimetlerinden diktiğim uzun ceketim. Üstteki de aynı kumaştan rastladığım ünlü bir markanın ceketi... :)
Ablamın yeğenim için diktiği kamuflaj desenli montu. Pratik olarak kesildi. 4 tl 'ye(50 kuruş kumaş+3.5 tl zımba) mal oldu. İçi babasının eski gömleği ile astarlandı... 
smile ifade simgesi
Bir ay önceki arkadaş gün soframız, fikir olsun diye paylaşıyorum. Ortada etimekli salata değişik ilk defa yediğimiz biz lezzetti. Akşamdan etimekler sarımsakli yoğurt ile döşeniyor, iyice çeksin diye. Üstüne köz kırmızı biber, köz patlıcan, yeşillik ekleniyor ve servis yapılıyor. 


Bugünkü gün soframız. Şehriyeli tavuk salatası, havuçlu ve patatesli salata, kıymalı ve ıspanaklı börek. Tatlı olarak da profiterol, alman pastası ve rulo pasta. 

Yoğun sınav haftası beni bekler. Sınavlar, sınav kağıtları ve analizler. Başlasın yeni bir hafta bakalım. Güzel ve huzurlu bir hafta olsun inşallah, sevgiler hepinize... (:

1 Mart 2015 Pazar

HAŞLAMA KAT...

Bugün sizlerle geleneksel bir tarif paylaşmak istiyorum. Rahmetli annem ara ara yapar ve severek yerdik. Annemin vefatından sonra yani 4 seneden fazladır bu güzel lezzeti yeme imkanı bulamamıştık. Geçen akraba ziyaretinde ablamlar yengemlerden tarif istediler. Yengelerden biri '' Bir gün ben size yapayım. '' dediğinin haftasına bizi davet etti sağolsun.... :) Hatta biz iyice öğrenelim diye kızı videoya da almış, en kısa zamanda deneyeceğiz inşallah... :) 

 Haşlama katın malzemeleri çok basit. Un, tuz ve haşlak su. Kişi sayısına göre 1 ya da 2 kilo una yeteri kadar tuz katıp, haşlak suyu azar azar ilave edip kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyorsunuz. Sonra 10-15 ne kadarsa iri bezeler açıp, yemek tabağı büyüklüğünde oklava ile açıyorsunuz. Bu açtıklarınızı tepsiye aralarına sıvıyağ sürerek üstüste koyuyorsunuz. Sonra ellerinizle hamuru tepsi kadar büyültüyorsunuz. Üzerini de yağlayıp fırına veriyorsunuz. Pişmesi biraz zaman alabiliyor.

Pişmesinin ardından sıcak sıcak ufak parçalara ayırıyorsunuz... :)

 Üstüne bol tereyağ gezdirip servise hazır hale getiriyorsunuz... :)

Üzerine tereyağlı omlet yapılıyor,  ki biz bu şekilde ilk defa yedik ama memlekette(makedonya) babamlar da bu şekilde yerlermiş. İsteğe göre yanında et yemeği, köz kırmızı biber, ekşimikli biberle servis yapabilirsiniz. 

Uzun süredir yemediğimiz bir lezzet olduğu için biz çok özlemişiz. Zira şeker tadında bir lezzet, yedikçe yiyesiniz geliyor. Emeği geçen yengeme ve kızlarına teşekkürü bir borç bilirim... :))

Peki aranızda bu lezzeti bilenler var mı? :)