sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2017 Cumartesi

EYMEN BEBEK İÇİN KERMES...

İlimizde(Sakarya) on bin kişide bir rastlanan SMA hastalığına sahip Eymen Bebek için çeşitli yardım kampanyaları başlatıldı. Normalde tedavisi olmayan bu hastalık, geçen yıl Amerika'da üretilen bir ilaç ile tedavi edilebiliyor . Yalnız ilacın fiyatı çok ama çok yüksek meblağlarda ve 4 adet gerekiyor. Toplam maliyet 561.000 dolar. Başta Sakaryaspor taraftarı meşhur Tatangalar Eymen Bebek için kampanya başlattı. Şu ana kadar yapılan yardımlarla 2 ilaç alınmış durumda. Sıra diğer 2 ilaçta. Biz de okulumuz olarak bir kermes düzenleyelim dedik. Çok şükür hedeflediğimiz rakama ulaştık. Bu konuda canla başla çalışan öğrencilerimiz bir kere daha okulun derslerden ibaret olmadığını kanıtlamış oldular. 


Öğrencilerimiz özveriyle çalıştılar. Bu tarz durumlarda öğrencilerin sergilediği olumlu davranışlar aldıkları yüksek notlardan çok daha kıymetli...

Burada Valilik tarafından başlatılan kampanyanın hesap numaraları veriliyor. Yardım olarak yapacağımız en ufak bir miktarın ne kadar önemli olabileceğini bilemeyiz. Sizleri de bu yardıma ortak olmaya davet ediyorum...




20 Mayıs 2013 Pazartesi

DİŞ TAŞI...

Bundan 2 yıl önce diş doktoruma gittiğimde ön alt dişlerim arkasında diş taşı oluştuğunu söylemişti. O zaman diğer işlemleri bitirip diş taşı temizliğini es geçmiştim. Yalnız ara ara sanki oraların sızladığını hissedip bunu diş taşına bağlamışlığım var ise de yine de oturup '' yaaa diş doktoruma gitsem iyi olacak'' diye de düşünemedim nedense. Geçen pazardan aldığım erikleri iştahla yer iken tam alt dişlerimde dilimle bir yarık hissettim. Bir an dişim mi kırıldı, ne alaka erik bu, ne yiyom ki, fındık mı kırıyom diye düşünürken, ablama dişlerimi gösterip bi kırık var mı altta diye sordum, yoooo cevabı almamla bir ayna bulup aynayı dişime tutup arkaya bakmaya çalıştım, nasıl oldu bilmiyorum ama, sanırım diş taşının ucu kırılmış. :P Uzmanlar asla diş taşı kendi kendine temizlenemez deseler de benim o taş nasıl az ucundan kırıldı bilmem. Şimdi doktora gitmem lazım, ekşi sözlükte diş taşı yorumlarını okuyum dedim, gözlerim pörtledi resmen, yokkk çok acırmış temizlenirken, yokkkk acaip kan akarmışşşş, ne oluyo dedim bi an ve acaip tırstım... :P


Eveettt şimdi diş taşı olan, diş taşı tecrübesi yaşayan abilerim, ablalarım, lütfen yorumlarınızı alayım....

27 Ekim 2012 Cumartesi

DOĞAL ET SUYU NASIL YAPILIR...

Malum Kurban Bayramı... Kurbanlarımızı kestik Allah kabul ederse. Kıymalıklar ayrıldı, kavurmalar yapıldı falan filan. Eeee o kadar kemikli et varken, doğal et suyu yapmamak olmaz değil mi? :)

İlk önce kemikli etler bayağı bir suda bekletilir ki, kanları iyice gitsin. Sonra iyice yıkanır. Bir tencereye alınıp havuç, soğan, sarımsak, tane karabiber, defne yaprağı eklenerek iyice pişirilir. Sonra su içindeki malzemeler temizlenip süzülür ve bu durumda bir gece dolapta bekletilir.

Bir gece dolapta bekleyen et suyumuzun üstünde bir yağ tabakası birikiyor. Bunu bir güzel temizleyip, altındaki jölemsi karışımı ister poşetlere koyup, ister kalıplara koyup saklıyoruzzz... :) İşte mis gibi et suyumuz hazır, afiyet olsun... :)


Ayrıca cici hediyeler için TIK TIK

21 Ekim 2012 Pazar

ÖĞRETMENLERE ÖZEL... :))

Başlık işin esprisi ama biz öğretmenler çok fazla hastalıklara maruz kalabiliyoruz, çok konuşmaktan mütevellit. Bir paylaşım sitesinde gördüğüm bu tarifi sizlerle paylaşmak istedim.

ZENCEFİLLİ BALLI LİMON ŞURUBU
Malzemeler:
1 adet orta boy kavanoz
kavanozun yarısını dolduracak kadar taze zencefil
1 limon (dilimlenmiş)

yeteri kadar bal

Hazırlanışı:

Zencefilin kabuklarını soyun ve incecik (jülyen doğrama) dilimleyin. Kavanoza yerleştirin ve limonları da ilave edin. Üzerine balı ekleyin. Kapağını sıkıca kapatın ve buzdolabına kaldırın.
Kullanırken; bir çay bardağına 1 dilim limon, zencefil şurubundan bir ya da iki yemek kaşığı koyun ve üzerine sıcak su ekleyerek karıştırıp için.
Sıcak olarak içtiğiniz gibi aynı miktardaki karışıma soğuk su ya da soda ekleyerek de içebilirsiniz.
Karışım buzdolabında 2-3 ay bekleyebilir.

Sonbaharla birlikte gribal hastalıklarda evlerin baş köşesine yerleşmeye başladı bile. Ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı derken ardından gelen öksürüğü kesmek en uzun süreçtir. Hazırlayacağınız şurubu soğuk algınlığına yakalanmadan önce çay gibi ailece günde bir fincan içebilirseniz koruyucu özelliğinden yararlanır, sonrasında ise öksürüğe karşı doğal tedavi olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca araç tutmasından ya da mide üşütmelerinden kaynaklanan bulantılara karşı da çok etkili. Hepimiz için, özellikle de çocuklarımız için
hastalıklardan uzak sağlıklı bir kış geçirmek dileğiyle..

25 Haziran 2012 Pazartesi

DUT KURUSU... :)

İlk olarak üniversitedeyken keşfettiğimi hatırlıyorum. Çoktandır yememişim. Geçen aktara uğradığımda görünce aklıma geldi ve nostalji yaşadım bir an... :)  Ne çok yerdim o zamanlar... :)


Faydalı olduğunu bilirdim, özellikle öğrenciyken enerji olsun diye yediğimi hatırlıyorum. İşte netten bulduğum faydaları; 
Dut kurusu kalsiyum ve demir deposudur. Aynı zamanda b1, b2 ve C vitamini vardır. Dut kurusu kan yapıcı ve enerji verici özellikte yaratılmıştır. İçerisinde bulunan vitaminlerle kanseri önler. Beyaz dut kurusu Japonların araştırmalarına göre damar sertliğini önler. Eğer dut kurusunu aç karnına tüketirseniz bağırsakların çalışmasını sağlar ve idrar söktürücüdür. Fakat dut kurutulduğunda doğal antibiyotik özelliğini kaybeder. O nedenle antibiyotik ihtiyacı olanlar için taze dut önerilir. Dut kurusunun egzama için çok faydalı olduğu söylenir. Bademcik iltihaplanmalarında da duttan yararlanılır.



16 Ağustos 2011 Salı

PANTOLON PAÇASI KISALTMA , MISIR MEVSİMİ ve ACI GERÇEKLER...

Evet yine alakasız birkaç konuyla karşınızdayım efendim, olsun çeşitlilik iyidir... :))) Ama lütfen ve lütfen postun sonunu kesinlikle okuyun. :)

Bugünkü postumuzun ilk konusu, indirimden aldığım pantolonumun paça kısaltması. Şu ürünler indirime girdi mi, nedense boy, paça kısaltma işlemleri ekstraya giriyor. Ben de o kadar indirimden yararlanmışım bari kendim bildiğim kadarıyla kısaltayım diyorum, ehh fena da olmuyor hani.... :))

Bu sefer makina dikişi ile kısaltmadım paçaları. Orijinal hali böyleydi, tabi sanayi işi. :))) Ben de hristo teğel uyguladım, ablam tarif etti sağolsun. :)) Bu arada bu ismi de yeni duydum, çaktırmayın.. :))

Bu da hristo teğelimin yakın çekimi, elimden geldiği kadarıyla... :))) Pantolonum klasik olunca, ben de orijinale sadık kalayım istedim, makina dikişi istemedim.  :)

Evetttt, gelelim postumuzun ikinci konusuna, mısır zamanı geldi. Eğer mısırı seviyorsak, bol bulabildiğimiz bu mevsimde bol bol tüketmek gerekiyor sanırım... :)) Çünkü faydaları saymakla bitmiyor. Vücuda ve zihne enerji verip, yorgunluğu giderdiği benim bildiğim faydalarından.. :)

Geçen Sağlıklı Yaşam üzerine bir program vardı radyoda, orada monosodyum glutamat maddesinden bahsedildi. Kimya kökenli biri olduğum için direk dikkatimi çekti tabi ki. İlk önce bu maddeyi bir tanımlayalım.

 Monosodyum glutamat başta çeşitli konserveler, cipsler, hazır çorbalar, bulyonlar, salamlar - sucuklar vs. olmak üzere, birçok hazır besinde karşımıza çıkan katkı maddesi. Kullanım amacı lezzet vermekten ziyade var olan lezzeti (mesela çilek ya da et tadı) ön plana çıkartmak, belirginleştirmek...


Ama şöyle bir acı gerçek var ki, bu madde zararlı. Ben burada uzun uzun yazmıyorum, ama netten bir girip bakın, okuduklarınız karşısında inanın şok olacaksanız. Çoğu şeyin biraz zahmetli de olsa doğalı var, belki çocuklarımıza marketten cips almak, bu mısırı pişirmekten daha kolay ama, inanın ikisinin farkı kıyas edilemez.

Son olarak şunu belirteyim; radyodaki şu söze bir an kilitlendim, cipslerin üzerinde de sigaralar gibi '' ölümcül'' yazılmalıdır....

9 Ağustos 2011 Salı

DO YOU KNOW THİS WOMAN????

Neden İngilizce başlık attım, bilmiyorum içimden geldi. :))


Neyse konumuz bu değil efendim. Konumuz Dr.Aidin Salih. Dün akşam sahurda TV kanallarını karıştırken bir konferans veriyordu. Kendisinin konferansına adeta kilitlendik. Sade Hayat Derneği diye bir dernek tarafından verilen bir konferanstı bu. Duyduklarım karşısında adeta şoke oldum diyebilirim. Kendisi Özbekistanlı bir biyolog ve haliyle tıbbi konularda çok bilgili. Sade va sağlıklı bir yaşam için kendisi bir sürü araştırmalar yapmış. Anlatıklarını dinleyince halimiz harap deyiveriyor insan. Çünkü özellikle çoğumuzun rahat ve zevkimizi düşünerek kullandığımız şeyler resmen sağlığımızı ve geleceğimizi tehdit ediyor. Özellikle deterjanlar ve parfümler resmen tehlike saçıyorlar.

Hele titanyum oksitten bir bahsettiler ki, inanın nasıl yaşıyoruz dedim ben kendi kendime. Dişmacunlarında, sakızlarda bulunan bu madde beyin için acaip zararlıymış. Neredeyse insanın başkaları tarafından yönetilmesine davetiye çıkartıyormuş. Çocuklar için büyük tehlike, düşünsenize çok çabuk bağımlı olabiliyorlar bir sürü tehlike şeye karşı. Şimdi netten biraz bakındım, gerçekten çok ilginç detaylar var bilinmedik. Yanlış beslenme ile hastalıkların tetiklendiği ve doğru beslenme ile bunların önüne geçilebileceği özetle söyleyebileceğim. Ben okumaya devam ediyorum, belki bilenleriniz vardır, yoksa da sizi haberdar etmek istedim.

Bu arada size birkaç adres vereyim merak edenler olursa;

Sade Hayat Derneği' nin sitesi ;    http://www.sadehayat.org/

Konferanslarından bazı notlar için;

Canlı dinlemek isterseniz;