30 Aralık 2011 Cuma

BİR ADET KOMBİN GELSİNNNNN... :)))

Son zamanlarda girdiğim postlara baktım da, neredeyse yemek bloğu olma yolunda ilerlemişim. Ama artık bir kombin yayınlama vakti.... :))
İşte bugün giydiklerimmmm...

Kazak: Koton; öğretmenler günü hediyesi okulumuz idaresi tarafından... :)
Pantolon: Miss Poem. Birkaç yıl önce indirimden almıştım. 10 tl.
Hırka: Pazar ganimeti, 5 tl.
Çanta: Pazar ganimeti, 10 tl.
Kolye: Öğrencimin hediyesi.
Çizme: Vogueart, geçen yıl indirimlerinden 40 ya da 45 tl.

Herkese mutlu güzel bir haftasonu diliyorummmmmm. Sevgilerrrrrr.... :)

28 Aralık 2011 Çarşamba

KOZALAK PASTASI MI, TATLISI MI ? BİLEMEDİMMMM....:))

Dil sınıfım ısrarla yerli malı günü kutlayalım dediler, yerli malı haftası geçmesine rağmen... :) Hemen alelacele bir liste hazırladık ve kim ne getirecek diye karar verdik. Zaten topu topu benimle birlikte 10 kişiyiz. Planımızı yaptık, ben de gelen istek üzerine kozalaklı pasta yapmaya karar verdim. Bir öğrencim '' hani cornflakesli tatlılar oluyor ya, biri ondan yapsa ne güzel olur'' deyince, ben de '' hadiii ben de onu yapayım size'' deyiverdim ne yapacağımı düşünürken. Hiçççç yapmamıştım halbuki... :))) Hemen geçen yıl bir öğrencimin annesinden aldığım tarifi buldum, netten bir kaç yere baktım. Çok pratik 10-15 dakikada bir tatlı çıkıverdi ortaya... :)))

Tarif çok kolay... :) Ben az yaptım açıkçası, topu topu 13 tane kozalak çıktı. Bim'e gidip bir adet mısır gevreği paketi alıyoruz, maalesef ufak paket yoktu. 500 gramlık aldım ben de. Üşenmedim, ölçtüm. Toplam 13 bardak gevrek var. :) Ben sadece 5 bardağını kullandım. 2 kaşık tereyağı eritip, üzerine küçük küçük doğradığımız 5 adet metro çikolataları atıyoruz. Az biraz da bal atıyoruz, ben çok fazla atmadım, 1 çorba kaşığı falan attım. Ayrıca biraz sulu olsun diye yarım çay bardağı süt atttım. İçine mısır gevreklerini atıp iyice karıştırıyoruz. Aslında şekil vermek için, limon sıkacağı öneriliyor, ama bizimki küçüktü, ben de kahve fincanı kullandım, fena da olmadı şekilleri. Yalnız kullanmadan fincanı ıslatın, daha çabuk çıkıyor kozalaklar. İşte bitmiş halleri, yarına yola çıkmayı bekliyorlar görüldüğü üzere....:))

24 Aralık 2011 Cumartesi

%100 ORGANİKKKKKK... :)

İŞTE BEN BUNA ORGANİK DERİM.... :))))


ÖPSEK PRENS OLUR MU ACABA???    :))))

20 Aralık 2011 Salı

GÜNÜMÜN FAVORİSİ KURABİYELERİM... :)

Haftasonu günüm vardı ve ben tatlılar dışında diğer yaptıklarımı fotolamayı unuttum... :) Ablamla birlikte bir şeyler hazırladık sağolsun. İşte size günümün favorisi olan kurabiyelerim, belki duymuşsunuzdur, ben netten buldum ve ilk defa denedim, sonuç tek kelimeyle harika. Herkes çok beğendi ve hemen tarifi istediler. Ben de dün okulda yazıp, fotokopiyle çoğaltıp arkadaşlara verdim. :)) Kesinlikle denenmeli, tavsiye ediyorum...:))

ISLAK kurabiye diye geçiyor ismi. Orijinal tarifi için TIK TIK...

Ama ben tarifte az değişiklik yaptım. Şerbeti değiştirdim. Çünkü yorumlarda çok tatlı olduğu yazılmıştı deneyenler tarafından. Ben de 2 çay bardağı şeker ve 2.5 çay bardağı su ile bir şerbet hazırladım, gayet iyi oldu tadı. Bir de üstüne benmari usulü bitter çikolata erittim, sonra hindistan cevizi ile süsledim.Arkadaşlarım pastane kurabiyelerine benzettiler, hazır gibi olmuş dediler... :)

Gün sofralarınız için güzel bir alternatif bir lezzet...Denemeniz tavsiye olunur, herkese güzel günler diliyorummmm. :)

11 Aralık 2011 Pazar

SICAKKKK SICAKKK OTLU POĞAÇA VE AŞUREEEEE.... :))

Yarın okula kendi yaptığım bir şey yapıp götürmek istedim. Hemen nette poğaça tarifi bakarken otlu poğaçaya rastladım, eldeki malzemelerle, hatta eksiğiyle hemen yapıldı. Benimkinde dereotu ve yeşil soğan yok, ama sonuç güzel oldu. Bakalım arkadaşlarım beğenecekler mi?... :))

Öncelikle tarif için TIK TIK... :)  İlk olarak tüm malzemelerle, ele yapışmayacak kıvamda bir hamur tutuyoruz.

Efendim şekillerin bozukluğunu acemiliğime verin... :) Böyle ufak ufak poğacaları yağlı tepsiye diziyoruz. :))

Evetttttt, bunlar da bitmiş halleri, hemen çekiverdim sizinle paylaşmak için. Tadına gelince, ben beğendim valla...:)

İşte Muharrem ayının olmazsa olmazı aşure, bayılırımmmmmmm. Bugün büyük ablamdaydık, çok güzel yapmıştı eline sağlık, bol bol yedim. Bu sıralar aşure imtihanımdı sanırım...:))) Okula bol miktarda geldi, ama ben öğretmenler odasına girdiğimde bir kere bitmişti, bir kere de ben oruçluydum. Ama çok şükür arkadaşlarım ayırmışlardı son sefer... :) Hatta sağolsun bir arkadaşım ertesi gün de bir kavanoz bana özel getirdi. Bugün itibarıyla da bol bol aşure yeyince artık arzım geçti... :))

Herkese hayırlı bir hafta diliyorummmmmm, sevgilerrrrr.... :)

10 Aralık 2011 Cumartesi

YOĞURTLU KÖFTE...

Aslında tarifi uzun uzun yazmaya niyetim yoktu ama, tarifi nerden aldığımı bulamayınca yazmak şart oldu. İlk defa bu Ramazan' da bir blogda görüp denediğimiz ve bayıldığımız bir tarif bu, kesinlikle denenmeli. Ama bloğu tüm aramalarıma rağmen bulamıyorum, üzgünüm link vermek isterdim...


İlk önce köftemiz hazırlanır.3 kişi için hazırlanmış bir köfte. 300 gr köfte, 1 yumurta, 1 soğan, 3 diş sarımsak,
1 çay bardağı galeta unu, 1 çay kaşığı karabiber, 1 çay kaşığı kekik, 1/2 çay kaşığı kimyon, 1 tatlı kaşığı tuz,
1 tutam maydanoz karıştırılır, parmak şeklinde köfteler hazırlanır ve kızartılır. Ama köfteler kısık ateşte yavaş yavaş pişirilmeli, kural bu... :)

Diğer yandan yoğurt çırpılarak sulandırılır, içine sarımsak ve tuz eklenir. Ekmek ya da pide küp küp doğranır, ya tavada ya da fırında kızartılır.

Orijinal tarifte domates, salça, tereyağ ve sıvıyağdan oluşan bir sos hazırlanıyordu. Ama biz bu sefer domates olmadığı için, tereyağ kızdırıp kırmızı biberli bir sos yaptık basit bir şekilde.

Servis yaparken önce kızarmış ekmekler, yoğurt, tereyağ sosu ve köfteler sırayla tabağımıza konuluyor. Çok lezzetli bir yemek, şiddetle tavsiye edilir.

Herkese mutlu Pazarlar olsun inşallah...

8 Aralık 2011 Perşembe

PIRASALI MAYALI BÖREK...

Ablamın ben okuldayken yaptığı pırasalı börek, geldiğimde fırından yeni çıkmıştı, ben de hemen fotoğrafladım, tarifini de hemen paylaşıyorum... :)

1 çorba dolusu kuru maya, bir bardak ılık suda, bir tatlı kaşığı şekerle mayalanmaya bırakılır. Maya kabarınca, 3 neskafe bardağı unun ortasına atılıyor. 1 tatlı kaşığı tuz, bir yumurta akı(sarısı üzerine), 5 çorba kaşığı sulu yoğurt, 5 çorba kaşığı sıvı yağ ve yeteri kadar ılık su ile bir hamur tutulur. 2 misli kabarana kadar beklenir.

Diğer yandan yarım kilo pırasa küçük küçük doğranır, sıvıyağla kavrulur, yumuşayınca 1 çorba kaşığı salça atılır. Karabiber, tuz, pulbiber eklenip soğumaya bırakılır.

Bu arada kabaran hamur 3 parçaya bölünür. Dikdörtgen şeklinde açılır. Uzunlamasına 2/3' sine iç harç konulur ve şekildeki gibi kapanır. Kalan yumurta sarısı, biraz yağ ile birlikte pidemizin üstüne sürülür. Susam ve çörek otu da serpilip fırına verilir. Sıcak sıcak ayranla yenmesi tercih edilir.

6 Aralık 2011 Salı

EL EMEĞİ ŞALIM VE YENİ CİCİLER...

Üniversite bitmiş ve öğretmenliğe atanmıştım. İlk yılın yaz tatilinde biraz sıkıldığımı hatırlıyorum, rahmetli annem de bana evdeki artık iplerden şal yapmamı önermişti. Ablam da örnek gösterdi, yoksa ben hayatta öyle örnek falan çıkartamam... :) Sonuçta çok renkli bir şal çıktı ortaya... :))

Evet gördüğünüz üzere bayağı bir renkli... :) Dün nöbette taktım, nöbet arkadaşım bayağı bir beğendi, hatta aynısından istedi, ama cinsiyet farkı yakışmaz efendimmm. :)))

Sırf düğmeleri ve kol detayı için aldığım kazağım. Fabrika outlet mağazasından, fiyatı 19.50...

Klasik bir hırka, güzel bir tarçın rengi.  Dilvin marka. Bu markayı seviyorum, ürünleri güzel ve kaliteli.
 Fiyatı 19.50...

Elime alınca pek bir şeye benzetemedim ama, deneyince hoşuma gitti,özellikle yaka detayı. Burada Kızlar diye bir mağaza var, ordan 9.90 tl...

Sahip olduklarımızın kıymetini bilip, şükretmeyi ihmal etmemek dileklerimle... Şimdilik hoşçakalın, sevgiler...

4 Aralık 2011 Pazar

TÜYLENEN KAZAKLAR ve GİYSİ YÜNÜ TOPLAMA MAKİNAM... (:

Buradaki yazımda giysi tüyü toplama makinamdan bahsetmiştim. Bim'den 3.65 gibi komik bir rakama almıştım, tam bir yıl önce. 9 Aralık Cuma günü de aynı makina 3.95 fiyatı ile satışta olacak. İhtiyacı olanlar Bim'e uğrasınlar bence... :)

Uzun bir hırka ve kazağım baktım tüylenmiş, aldım elime makinamı, başladım temizliğe, bayağı bir temizlendiler kazak ve hırkam... :)

İhtiyacınız varsa, Bim yolcusu kalmasınnnnnn.... :)))

2 Aralık 2011 Cuma

HÜRREM YEŞİLİ ETEĞİM VE KOMBİNİM... :)

Bir önceki postumda kumaşından bahsetmiştim, pazar ganimetlerinden 1 tl lik bir kumaş, hürrem yeşili... :)) Şimdi de bitmiş hali ve bir adet kombinle karşınızdayım. :))


Rengi biraz açık çıkmış bu fotoda... 11 cm'lik korse yaptım, aşağıda pileler kırdım, kat eteklerden sonra bu model de çok zor gelmemeye başladı, hem güzel de duruyor... :)


Evet dün okuldaki kombinim, dikince hemen giymek istedim. Arkadaşlarım çok beğendiler, hatta bu işi ticarete dökmeliymişim. :)) Kazak Motif'in. Bir kaç sene önce almıştım, sevdiklerim arasında. Şal pazar ganimetlerinden, bir önceki postta bahsetmiştim... :)

Bunlar da kombinimi tamamladığım takılar,. Her ikisi de pazar ganimetlerinden... :)

Nasıl buldunuz yeni eteğimi ve kombinimi?   (:

1 Aralık 2011 Perşembe

HASTA HALDE PAZAR GANİMETLERİ...:)

Şu anda görmüş olduğunuz kocaman bardak doğal çayımı içiyorum. Dün akşam başlayan üşüme, ateş, halsizlik problemim azalmış gibi gözükse de, ben yine de önlemimi almaya devam ediyorum. Bir yandan da uzun zamandır istememe rağmen yazamadığım postumu yazayım dedim. Açılırım belki biraz diye düşünerek .. :)

Kaynar derecedeki suyumuza bal, zencefil ve 2-3 kocaman dilim limon atıyoruz. Hastalığınızı hissettiğiniz anda yaparsanız inşallah faydası oluyor.

Şimdi de olmazsa olmaz pazar ganimetlerimiz, çoğu arkadaş bu pazarın nerde olduğunu merak ediyor. Az sonra açıklayacağım efendimmmm.... :)

İlk olarak siyah bir etek, ilk defa pazardan etek alıyorum, riske girdim, ama cuk diye oldu, iyi ki almışım. Bir beden büyük mü alsam diye düşündüm ama beden yoktu, neyse ki bir sorun çıkmadı bedeninde. Gayet muntazam, astarlı ve şalvarımsı duran eteklerden, yanlarında cepleri var kocaman. Fiyatı 15 tl....

Bir stantı karıştırırken son anda farkedip almaya karar verdiğim krem rengi hırka, kenarda çok az bir lekesi vardı, şöyle bir sileyim dedim çıkıverdi hemen, sorun yok yani... :) Mağazalarda en basit uzun hırkaları 30-40 tl'ye görünce almak şart oldu. Fiyatı mı, sadece 5 tl...

İnce bir trikodan bolera...Sadece 2 tl... :)

Eteğe dönüştürülmeye başlanmış bir adet kumaş, hürrem yeşili... :)) Bir sonraki postum bu etek ve bir adet kombin olacak inşallah. Kumaş 2 parçaydı, sadece 1 tl. Eteğimle kombinlemek için aldığım bileklik ve şalım... Bileklik 1 tl, şal 5 tl.... :)

Son olarak da, okul idaremizin öğretmenler günü vesilesiyle aldığı kazağım. Biraz ısmarlamaca oldu, rengi ve bedeni, ama napalım düşünmeleri yeter... :)

Bayağı uzun bir post oldu, sabırla okuduğunuz için teşekkürler, az kalsın pazarın ismini yazmayı unutuyordum bu arada. Pazarımız Adapazarı'nda Çarşamba Pazarı... :))) Yolunuz düşerse bir çarşamba bekleriz. :))

25 Kasım 2011 Cuma

YENİ KİTAP VE KESTANE KEBAP... (:

Kış mevsimi, kestane ve soba başında kitap okumak... Ama artık soba olmayınca, radyatör başında kitap okumaya dönüşüyor bu eylem...(:

Yeni kitaplarım kitapyurdundan bugün geldi. İlk önce İskender Pala'nın son kitabını okumak istiyorum. OD, bir YUNUS romanı. Daha önceden Yunus Emre ile ilgili, Nezihe Araz'ın Dertli Dolap kitabını okumuş ve sevmiştim. Eminim bu kitabı da seveceğim.  (:

Ten fânidir, can ölmez
Çün, gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil...

24 Kasım 2011 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...

Kendim olmak üzere tüm öğretmen arkadaşlarımın, öğretmenler günü kutlu olsun. İyi ki varsınızzzzz... :))))

23 Kasım 2011 Çarşamba

YENİ CİCİ, YENİ TATLI... :))

Sizleri yeni denediğim bir tatlı ve bugün pazardan aldığım yeni ceketimle başbaşa bırakıyorum....:))


 Efendim önceden fotoğraflamayı unutunca böyle bir görüntü karşınızda, olsun hem iç görüntüyü görmüş olursunuz. Pastayı ne ile yaptığıma gelince, görenler kabak diyor, havuç diyor, portakal diyor... :)) Ama havuç diyenler kazanıyor... :)) 1 kilo havuç kaynatılıp püre yapılıyor, nişasta, vanilya, limon suyu, limon kabuğu rendesi ile buluşup muhallebi yapılıyor ve kedi dili bisküvileri ile buluşuyor. Tarifi bir sitede görmüştüm. Yaza daha çok gider sanki, böyle ferah ferah bir tatlı oldu. Daha ayrıntılı tarif için TIK TIK.

Evet bu da bugünkü pazarda payıma düşen ceketim, markası kesilmiş. Bizim burada pazara bazen markalı ürünler geliyor, sanırım marka pazara düştü imajı olmasın diye kesiyorlar markalarını, çünkü hayatta bu fiyata indirimli bile alamazsınız. Fiyatı 18 tl... Biraz indirim yaptırdım, olsun o kadar... :))) Rengi çok belli olmamış ama, böyle pudra rengi ya da lila arası bir şey...

Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle, şimdilik hoşçakalın... :))

20 Kasım 2011 Pazar

DİKKAT DİKKAT, BÖCEK ÇIKABİLİR... :)))

Evet demek ki bayağı bir organikmiş diye Polyannacılık oynayabiliriz... :)))  Ispanak yıkarken elinize gelen yumuşak bir şey karşısında her an çığlığı basabilirsiniz benim gibi. Ne mi yapılır sonrasında, yapraklar tek tek incelenir ve öyle yıkanır. Zaten ıspanak yıkamayı bir çok bayan gibi ben de çok severim yaaa(!)... :)))

Bu anı ölümsüzleştirmeliyim dedim kendi kendime... :))

Evet davetsiz misafirimiz flaşlardan rahatsız olmalı... :))

Çekmeyin, çekmeyinnnn der gibi uzaklaşsa da, ben onu bahçeye bırakmayı uygun gördüm... :))

Napıyoruuuuzzzz o zaman, ıspanak gibi yeşillik yıkarken davetsiz misafirlere karşı dikkatli oluyoruzzzz... :))

16 Kasım 2011 Çarşamba

İNDİRİMDEN GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ...

Kullanmakta olduğum güneş gözlüğüm yan tarafından kırılınca, kendime yeni bir güneş gözlüğü almayı uygun gördüm... :) Üstelik YKM'de gözlüklerde indirim vardı. %50 + %25... :)  Güzel bir alışveriş oldu sanırsam...

Bu sefer kahve tonları tercih ettim...

Bu da yandan görünüşü, gayet sade bir model...

Güneş gözlüğünü kış mevsiminde almak ideal sanırım, ihtiyacı olanlar YKM'ye uğrayabilirler mesela... :)

14 Kasım 2011 Pazartesi

PAZARTESİ SENDROMU OLANLAR... :)))

Ben mi? Aslında değilim. Bugün rastladığım esprili bir yazıyı paylaşmak istedim. Pazartesi sendromu olanlar için birebir... :)) İngilizce bu cümlemiz. Türkçeleşince biraz saçma oluyor, ama kısaca şöyle özetleyebilirim. '' Sevgili Pazartesi, üzülürek söylemek zorundayım ki biz yapamıyoruz, tipim değilsin, ben daha çok Cumartesi insanıyım, lütfen kaybol (daha da argosu ikileeee  :))). ''


Dear Monday... I'm sorry to have to say this but it's just not working out between us. You're just not my type - I'm more of a Saturday kind of person... :) Now, please get out!!!... :)))

Eveeeeeetttttt, pazartesi sendromu yaşayanlar parmak kaldırsınnnn.... :)

12 Kasım 2011 Cumartesi

SAĞLIKLI ET SUYU...

Kullandığımız hazır et suların çok sağlıklı olmadığını duymuşsunuzdur çoğumuz, ama yine de kullanıyoruz yeri geldiğinde işte. Malum kurban bayramı, biz de kendimize sağlıklı et suları hazırlayalım dedik. Kemikli etler soğan, sarımsak ve tane karabiberle birlikte suya konularak kaynatılıyor. Biz düdüklü tencerede yaptık, sonra suyunu süzüp biraz bekletiyoruz. Üzerinde biraz yağ birikiyor haliyle, onu temizliyoruz, sonra buzdolabının dondurucusuna koyup kullanmak üzere saklıyoruz.

Biz böyle plastik bardakları tercih ettik, bir arkadaşım dondurucu kalıplarına koyduklarını söylemişti, öyle de düşünülebilir...

Aranızda sağlıklı et suyu yapanlar var mı peki??? 

10 Kasım 2011 Perşembe

BAYRAM KOMBİNİ... :))

Bir bayramı da geride bıraktık. Allah sağlık ve huzurla nice güzel bayramlar nasip etsin hepimize... :) Bayram 4 gün malum. Ben de en sevdiğim kombinimi sizlerle paylaşıyorum... :)

Triko hırka : İçine gri badi ile kullandım. YKM den almıştım.Sırf o yaka süsü için... :) 45 tl.
Etek:Sürekli  takip ettiğim bir mağaza var. Oradan indirimden aldım. Etek, korse, cep uçları ve düğme altlarındaki dantel detayları hareket katmış. Dikmek isteyenlere fikir olabilir... :)) 25tl.
Ayakkabı: Herhangi bir ayakkabıcı, o da indirimden... :) 9.90 tl.

Bu bayram da böyle biterrrr..:) Nice bayramlara tekrar... :)


6 Kasım 2011 Pazar

HAYIRLI BAYRAMLAR... :)

Evett tatlılar yapıldı, bayramlıklar alındı, evler temizlendi, eller öpüldü ve öptürüldü ve bir bayram daha geldi. :))

Yapım aşamalarının % 90' ı ablama, % 10 ' u bana ait olan bayram tatlımız. % 100 u bana ait olursa eğer ben artık büyümüş olacağım... :))

Tarife gelince şöyle; 1 yumurta, 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 çay bardağı süt, 1 çay bardağı yoğurt, 1 çorba kaşığı sirke, 1/2 paket kabartma tozu, 1 çimdik tuz, aldığı kadar un. Bunlarla kulak memesi yumuşaklığında hamur elde edilir. En az 1 saat bekletilir. 11 bezeye ayrılır ve bir süre daha böyle bekletilir. Bu bezeler nişasta yardımıyla teker teker açılır. Daha sonra açılan hamura ceviz dökülür, oklavaya sarılıp büzüştürülür ve istediğiniz ölçülerde kesilir.
Kesilen tüm tatlılar tepsiye yerleştirilir ve eritilen 150 gr. tereyağı üzerlerine gezdirilir.

 
Şerbeti için; 4 su bardağı şeker, 3 su bardağı su kaynatılır, biraz limon damlatılır. Tatlımız sıcak, şerbetimiz ne sıcak ne soğuk iken üzerine yayılır. En az 24 saat geçtikten sonra tatlımız daha güzel oluyor.

Hayır kapılarının sonuna kadar açık, kaza ve belaların bertaraf olduğu Kurban Bayramının, yaşadığınız tüm sorunları alıp götürmesi dileğiyle. Hayırlı bayramlar...



4 Kasım 2011 Cuma

BİR ADET KOMBİN VE PAZAR GANİMETLERİ...

Çoktandır kombin yayınlamıyorum, bugün içimden yayınlamak geçti. Pembe giydim diye mi acaba... :)))

Etek, klasik kat eteklerimden. İlk diktiğimde sizinle paylaşmıştım. Okulda ilk defa giydim. :)
Kazak ve etekle kombinlemek için pazarda tırım tırım aradığım bordo badim, ne kadar zormuş bu rengi bulması. Pazarda çok ucuza badi bulabiliyorken, bu badiye 2-3 kat fazla verdim mecburen. Ah bu benim badi takıntım. :))

Yazın aldığım nar çiçeği rengi ayakkabılarım için bu renk bir tunik istiyordum, bizim semt pazarında bulmak nasipmiş... :))

veeee bir adet gömlek..:))) Bazen pazarda şansa alıyorum bazı şeyleri, olmazsa veririm birilerine diye, gerçi bana olmazsa kimseye olmaz, malum S beden...:)) Cuk oturdu üstüme sanki benim için dikilmiş gibi...:)  Biraz kırışık, malum henüz yıkanıp ütülenmedi, kusura bakmayın efenim...:))

Bu arada bayram yaklaşıyor, evlerde son rötüşler yapılmaktadır eminim, herkese kolay gelsinnn, sevgiler...:))

2 Kasım 2011 Çarşamba

TRABZON HURMASI...:)

İlk olarak üniversitede yurtta kalırken yediğimi hatırlıyorum Trabzon hurmasını. Ondan önce ne yemiş, ne de görmüştüm açıkçası. Bir arkadaş alıp getirmişti ve ben domates sanmıştım. :)) Sonra zamanla öğrendik, hatta şu anda bahçemizde var. Tadı da çok güzel , tevekkül etmek için binlerce nimet var etrafımızda... :)

Çok faydalı olduğunu duymuştum. İşte sizinle paylaşmak istediğim faydaları..

A vitamini ve karbonhidratlarca çok zengindir. Kalp-damar sistemi hastalıklarının tedavisinde şifalıdır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmekte, sindirim sistemi hastalıklarına iyi gelmektedir. Aynı zamanda, günümüzde yaygın olarak görülen kanser hastalıklarından korunmada önemli bir yer tutmaktadır. Genel olarak Trabzon hurması zayıflığın giderilmesine, kansızlığa, vitamin eksikliğine, mide-bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu meyve yenmeye devam edilirse ishali kesmekte, iştahı açmakta, mideyi kuvvetlendirmekte, safranın hararetini gidermekte, mide gastritini önlemekte, bağırsak iltihabını iyileştirmektedir. Trabzon hurmasının yaprakları kaynatılıp sık sık saçlar yıkanırsa saçlara iyi gelir ve sık sık yüzler yıkanırsa cildi güzelleştirmektedir. Yaprakları ise kaynatılarak elde edilecek su temizlik işlerinde kullanılırsa, deterjan gibi temiz yüzeyler ve eşyalar elde edilmektedir” diye konuştu.

Trabzon Hurması aslında daha çok, Kocayemiş, Kara hurma .cennet hurması ,adlarıyla bilinir. Bol miktarda, Protein, karbonhidratlar, selüloz, fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, tanen, potasyum, mağnezyum, A, B1, B2, B3, C vitaminleri.

*Peklik (kabızlık) giderici ve besleyici özelliklere sahiptir.
*İshal, iştahsızlık, gastrit, bağırsak iltihaplarının tedavisinde kullanılabilir.
* Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.



30 Ekim 2011 Pazar

GEZMECE TOZMACA ve BİR ADET OKTAY USTA YEMEK KİTABI...:)

Sanırım ilk defa bir ikram sofrası yayınlıyorum. Okuldaki öğretmen arkadaşlarla ayda bir günümüz var. Bu haftasonu da 2. günümüzü gerçekleştirdik. Bu seferki günümüz bir bekar evinde olmasına rağmen, arkadaşımız bize birbirinden güzel ikramlar hazırlamış, ev arkadaşı da ona yardımlarıyla katkıda bulunmuş. Ellerine sağlık her ikisinin de...:))

Bu arada arkadaşımızın tariflerinin bir kısmı Oktay Usta yemek kitabından. İkramlıklar şu şekilde;

2 adet sodalı börek. Biri mantarlı, diğeri de kabaklı-peynirli. Tadlarını soracak olursanız inanılmaz güzel ve yumuşacık. Sodalı ve yumurtalı sos hazırlanıyor ve bu kullanılıyor. Hazırlanan börekler bir gece önceden dolapta bekletilip, ertesi gün pişiriliyor. Kesinlikle denenmesi şart... :))))
 Mercimek köftesi. Arkadaşım tarifi yine kitaptan almış. Ben normalde mercimek köftesi çok sevmem, ama buna bayıldım. Çok lezzetli olmuştu.
Bir diğer salata kuskus salatası. İçine garnitür, mısır, tavuk, közlenmiş kırmızı biber kullanılmış. Sonra yoğurtla ve mayonezle bütünleşen harika bir salata. Salata tariflerinize ekleyebilirsiniz. 
Gelelim tatlılara... Biri etimek tatlısı. Karamelize edilmiş şekerle etimek ıslatılıyor ve üstüne de puding, krem şanti. Tadı çok hafif ve lezzetli bir tatlı olmuştu.
Diğer tatlımız yine kitaptan seçilen bir tatlı. Elmalı toplar. Elmalar rendelenir, içine bebe büskivüsi, ceviz içi, limon kabuğu rendesi atılıp yuvarlak toplar elde ediliyor. Üstüne de çikolata sosu dökülüyor. Bu da denenecekler listesinde yerini aldı bile... :))


Bu arada saatler bir saat geri alındı. Yeni saate alışmak biraz zaman alır. :) Herkese güzel ve huzurlu bir hafta diliyorummmm, sevgiler. :)

27 Ekim 2011 Perşembe

HAYAT DEVAM EDİYOR...

Bir haftadır Türkiye gündemi bizleri derinden üzen olaylarla meşgul. Bu sebepledir ki, elim bir türlü yeni post hazırlamaya varmadı. Ama hayat devam ediyor işte, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bize düşen ise olanlardan dersler çıkarmak ve bolca dua etmek. Sanırım ülkemiz ve milletimiz olarak buna şu sıralar çok ihtiyacımız var....

Bu postumda sizlerle nette görüp yapmak istediğim ve nihayet geçen Pazar deneme fırsatı bulduğum hazır yufka mantısından bahsetmek istiyorum. Sonuç gerçekten harika, biz beğendik. Tarif , tarif defterimde yerini aldı bile...

Ben kendi yaptığım malzemelerle anlatayım. İlk önce 200-250 gr kıyma, 1 soğan, tuz, karabiber ve yağ ile iç harç hazırlıyoruz. Aslında tariflerde çiğ de kullanılabilir diyor, ama ben tavada biraz malzemeleri pişirdim.

Ben 3 adet yufka kullandım. İlk önce yufkaları ortadan ikiye bölüyoruz, yağlayıp uç kısmına iç harç koyup sarıyoruz ve 2 cm olarak kesiyoruz. Tepsiye tekkk tekkkk diziyoruz ve üstünü tekrar yağlıyoruz.


Sonra mantılarımızı fırında üstleri iyice kızarana dek pişiriyoruz.

Bir yanda 750 ml su+bulyon tablet ile et suyu hazırlıyoruz. Eğer imkan varsa orijinal et su da hazırlayabilirsiniz. Bu et suyumuz sıcakken, nar gibi kızaran mantılarımızın üstüne suyu döküp, fırında bir 5-6 dk daha pişiriyoruz.

Bunu bir arkadaşım et suyu atmadan yapmış, ama kupkuru olduğunu söyledi, kesinlikle et sulu denenmeli. Üstüne sarımsaklı yoğurt ve yağda kızdırılmış kırmızı biber hazırlıyoruz. Biz beğendik, size de tavsiye ederim...



19 Ekim 2011 Çarşamba

18 Ekim 2011 Salı

SOSYETE PAZARI CİCİLERİ...

Her ne kadar dolabımı canlandırmaya karar verdi isem de, fiyat bakımından bana cazip gelen şeyleri kaçırmıyorum, ah biz bayanların şu nefsi... :))) İşte size birkaç parça sosyete pazarı ganimeti, öyle böyle değil, bayağı bir ganimet bunlar, fiyatı da çok ama çokkkkkkkkk makul... :)))

Evet ince triko bir elbise, astarlı... :)

Yine 2 parça 1 tl...:))) Biri koyu mor bir badi, diğeri de askılı bir elbise... :)))

Ciciş bir çanta, her kıyafetle de uyuyor nerdeyse.... 5 tl.. :)

Güle güle kullanayım inşallah, kendi kendime de güzel temennilerde bulunurmuşum..:)))