29 Ağustos 2018 Çarşamba

TARAKLI , SAKARYA...

Taraklı Sakarya iline yaklaşık 45-50 dk uzaklıkta şirin bir ilçe. Her yerini çok kısa sürede gezip görebilirsiniz. Hatta yakın yerler bile gezinize dahil olabilir. Mesela Göynük gibi... 

İlçenin tarihi bayağı eskilere dayanıyor. Burada tarihi evler, tarihi konaklar bulunmakta. 

Taraklı merkezi minik bir yer. Alışveriş için konakların altlarında dükkanlar var. Burada gerek yöresel eşyalar, gerek yöresel tatlar satılmakta...

Ahşap Yakma Sanatı üzerine bazı çalışmalar, isterseniz özel bileklik ya da anahtarlıklar da yaptırtabilirsiniz... 

Avm ya da çarşılarda gördüğünüz lüks saat dükkanlarından çok çok uzak . Minik ve huzurlu bir saat dükkanı...

Kültür Evi'nde karşıma çıkan eski dikiş makinası. Her yerde bulurum bir tane... :)

Yukarıda da yazdığım gibi yöresel lezzetler her yerde olduğu gibi burada da var. Ama Taraklıya özgü ne var derseniz, size Uhud Tatlısı tavsiye edebilirim. Bildiğiniz tatlılardan değil, sabahları gereksiz çikolatalar yerine sofralarınızı süsleyebilir. Bu tatlı buğday ve sudan yapılıyor. Yapımı biraz zahmetli ama faydaları oldukça fazla.

Bunlar da bizim payımıza düşenler. İncirler yol boyunca rastladığımız köylülerden, kızlcık kendimiz yol boyunca ormandan topladık. Uhud Tatlısı almadan da olmazdı. 

Hem göze, hem kulağa, hem mideye hitap eden bir gezi için Taraklı' ya yolunuz düşerse bir uğrayın derim... :))



26 Ağustos 2018 Pazar

ŞAHSİYET, DİZİ TAVSİYE...

Bir kaç ay önce bir arkadaşımın tavsiye ettiği diziyi izlemek ve bitirmek ancak nasip oldu.

Başrollerinde Haluk Bilginer oynuyor. Tek kelimeyle oynamıyor, yaşıyor bence. Normalde de iyi bir oyuncu olduğunu düşünmüşümdür, ama bu dizi ile kesinlikle zirvede oyunculuğu. 

'' Agah Bey emekli bir adliye memurudur. Kendine ait evinde kedisiyle yaşar. Kedisine mama vermeyi unutur ve alzheimer teşhisi ile hayatı altüst olur. Gittiği doktor hayatta ertelediği şeyler varsa yapmasını tavsiye eder. Agah Bey de önceden aklında olan ama bir türlü cesaret edemediği şeyleri yapmaya karar verir ve olaylar başlar. ''

Dizi Türk dizisi standartlarına göre çok çok iyi. Tabiki de eleştirilecek noktalar var, ama genele bakılırsa övgüyü hakediyor. Ben 12 bölümü çok kısa sürede bitirdim. Sürükleyici, ama arada akmadığı yerlerde yok değil. Bir de keşke özümüze geri dönebilsek, başka ülkelerin kendi yaşam tarzlarından kaynaklı detaylar olmasa. Eleştireceğim bir kaç detay. 

Dizinin tamamında çok ince mesajlar var gerçekten hak vereceğiniz. Toplumsal konulara parmak basıyor. Arada sizi şaşırtıyor. Görüntü kalitesi, müzikler hepsi yerinde. 10 üzerinden 9 diyorum... :)

Dizi arayışında olanlara tavsiye ediyorum, şimdiden iyi seyirler... :)

8 Ağustos 2018 Çarşamba

MUTLULUKKK...

Mutluluk bazen en basit şeylerde gizli, o yüzden fazla beklentiye girip kasmamak lazım. Hem her zaman dediğim gibi beklenmedik şeyler daha çok mutlu ediyor. :))

Mutluluk arkadaşınızın sizin için hazırladığı sofra...

 Öğrencinizin tatilde kendine bileklik alırken sizi de hatırlaması...

Sabah açmış olarak gördüğünüz kaktüs çiçeği...

Havalar çok sıcak diye öğrencinizin hediye ettiği yelpaze, masanıza bırakılan sürpriz Eti Cin... :)

 Öğrencinizin Afyon' dan gelirken getirdiği Kaymak lokum...

Yine bir öğrencinizin bahçesinden topladığı incirler ve başka bir öğrencinizin size de aldığı pamuk şeker... :)

Kuzenin hazırladığı salataya iliştirdiği bahçede yetişen minicik domates... :)

Kabul ediyorum çoğu önce göze, sonra mideye hitap eden şeyler... Ya da böyle denk gelmiş diyelim... :))) 

Küçük ama huzur veren mutluluklarınız olsun sizlerin de... Görüşmek üzere... :)

4 Ağustos 2018 Cumartesi

FINDIK KREMALI KURABİYE ve GÜN SOFRASI...

İşteee bir gün sofrasından daha merhabalar... :))
Her sofranın bir assolisti oluyor. Bu sofradaki assolist ise Krema Kaplı Kurabiye idi.
Tarif sofra detaylarından sonra geliyor... 

Sofrada bulunanlar size fikir olması açısından; Patatesli çarşaf böregi, ıspanaklı börek, sarma, cevizli kabak salatası, patlıcanlı, kırmızı biberli salata, kedi dilli pasta veeeee kurabiyee... :)

Gelelim bu müthiş kurabiye tarifine. 200 gr yumuşatılmış tereyağ ya da margarin(tercih tereyağ), 2 yumurta, 2 su bardağı nişasta, yarım su bardağı pudra şekeri, 1 çay bardağı sıvı yağ, kabatma tozu, aldığı kadar un, fındık ezmesi ve kavrulup çekilmiş fındık. Fındık kreması ve fındık hariç tüm malzemeler karıştırılıp yumuşak bir hamur elde edilir. Oklavayla açılıp bardakla yuvarlaklar kesilip hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. İçe gelecek kısmına fındık kreması sürülerek 2 parça yapıştırılır. Kenarlarına da krema sürülerek çekilmiş fındığa bulanır ve afiyetle yenir.

İstisnasız herkesin beğendiği bir kurabiye oldu. Arkadaşımızın ellerine sağlık. 
Deneyenlere şimdiden kolay gelsin... :)

28 Temmuz 2018 Cumartesi

SEVİMLİ VE DOĞAL HEDİYELER...(;

Bu ara sürpriz hediyelerle karşı karşıyayım. Hediyenin sürpriz olanı çok güzel oluyor. Bir de böyle bahçeden, doğal, el emeği olunca tadından yenmiyor... :))

Kırklı yaşların başında bir öğrencim var. Çok ama çok hevesli. İngilizce öğrenmek çok istiyor. Mücadele etmesi gereken bir hayatı var. Gayreti kesinlikle takdire şayan. Kısa sürede güzel bir enerji yakaladık dersler konusunda. Ders öncesi pat diye önüme bırakıyor sevimli hediyelerini. Şeftaliler kendi bahçelerinden, kahveyi de anneciği taaa Bulgaristan'dan getirmiş. Üzerinde ufak bir ametist taşı iliştirilmiş. Kahve içerken fincan tabağıma koyup, pozitif enerji yükleyeyim... :)))

Yine bir gün bahçeden topladığı salatalıklar, ayrıca İngilizce pratik yaparken simit ile tost yapmayı sevdiğini söylediği domates-biber sosu. ''Size de getiririm hocam '' derken öylesine dediğini düşünmüştüm... :))

veeeeee bileklik yapmaya özenen, pazardan annesine 5 poşet boncuk aldıran ve bu işe sıkı bir giriş yapan yeğenin şahsıma gönderdiği aşırı emek içeren bilekliği... :))) Peki hediye paketinin üstündeki nota ne demeli. Benim o... :)))

24 Temmuz 2018 Salı

DİKİŞTE GERİ DÖNÜŞÜM... (:

Evettttt bir dönüşüm projesinden merhaba hepinize.... Aslında kıyafetleri çok fazla dönüştüren biri değilimdir. Çok severek diktiğim ve çok az giydiğim iki eteğim vardı. Yaz günlerinde en çok giydiğim pantolon etektir. Hem bol, hem de giymesi kesinlikle çok daha rahat. Bu sebeple dolapta bekleyen bu iki eteği dönüştürmeye karar verdim. İşte sonuç... :))

 Blogda eski etek halini ve kombin fotosunu görmek için TIK TIK. 

Bu pantolon etek de aynı şekilde maksi etekten dönüştü, ama desene dikkatinizi çekerim, bu kadar mı denk gelir, harikayım... :)))

Sırada bekleyen bir sürü post var, ama no time, yes work... :)))
Görüşelim en kısa zamanda... :))

11 Temmuz 2018 Çarşamba

SÜRPRİZ HEDİYELER...

Bugün uzun zamandır görüşmeyi planladığımız arkadaşlarımla görüştük. Gelirken elleri boş gelmemişler. Hediyenin sürpriz olanı daha da mutlu ediyor,  hatta özel olmayan günlerde daha da mutlu ediyor bence...

Vesilem,  ince ruhlu arkadaşım her birimize böyle kutular hazırlamış.  İçlerinde ne mi var?

Kutuyu açar açmaz mis gibi kokular yayılıyor etrafa. Bahçesinden topladığı  adaçayı,  defne yaprağı,  biberiye. Yine mis gibi kokan kozalaklar. Kutunun köşesine iliştirilen lavanta kokusundan bahsetmeme gerek var mı?  (;

Vee bir diğer sürpriz hediye. Hatice mizah dolu arkadaşımız. Bir proje kapsamında 1 haftalığına İtalya 'da idi. Oralar pahalıymış, kızlara oradan bir şey alamadım,  bari Bim'den bir şeyler alayım derken bu çoraplara rastlamış. En kullanışlı hediye,  değil mi?  ;)

"Tanıştığımız iyi insanlar da rızkımızın bir parçasıdır. " diye bir söz okumuş ve çok sevmiştim.  Allah iyi insanlarla karşılaştırsın duası da en sevdiklerimden . Çok şükür,  bin şükür...

8 Temmuz 2018 Pazar

BLOĞUM 8 YAŞINDA...

08.07.2010 
Tam 8 sene önce bugün. Ne instgram,  ne sosyal medya bu kadar hayatımıza girmemişken, insanların sadece birilerine faydalı olmak amacıyla açtıkları bloglar vardı . Hala da varlar, iyi ki varlar...

vee inşallah daha nice faydalı paylaşımlara diyelim... (;

7 Temmuz 2018 Cumartesi

REİSİN CENNET BAHÇESİ, SAKARYA

Uzun zamandır aklımda olan ve gitmek istediğim yerlerdendi. Şehrin merkezinden uzak, yemyeşil büyük bir alan içerisinde huzur bulabileceğiniz bir yer burası. 

Kazımpaşa tarafından giderseniz özel araçla 20-25 dk sürüyor. Ayrıca şehrin Camili- Karaman tarafından da gelme imkanınız var. Biz Kazımpaşa tarafını tercih ettik. Bir ara hiç bulamayacakmışız gibi geldi... :)) Git git bitmedi yol... :))

Ama değdi mi? Tabiki de, evetttt... :)

Mekan bayağı büyük ve yemyeşil, çocuklar için oyun alanları, mini bir hayvanat bahçesi, mescit vs. içeriyor. 

Çayınızı yudumlarken böyle şirin görüntülere rastlayabiliyorsunuz. :))

Mekanın güler yüzlü bir personeli var, hizmet gayet güzel. Eğer kahvaltı yapmak isterseniz serpme kahvaltı 30 tl. Onun dışında köfte, ızgara tarzı alternatifler de var. Fiyatlar gayet uygun bence, mesela 200 gr porsiyon köfte 16 tl, karışık ızgara 25 tl. Yemek sonrası çaydanlık ile çayınız ikram olarak geliyor. Ara ürünler de gayet lezzetli, biz gayet memnun ayrıldık. Aynı tarz yerlere göre fiyatlar uygun geldi bize...

Yolu düşen ne yapacağını biliyor artık... :))



5 Temmuz 2018 Perşembe

MASAL BAHÇEM, SAKARYA...

İşte size taze taze yeni bir mekan, dumanı üstünde... :))
Önceden keşfetmiş kuzencanlar, hadi gidelim dediler, gittik... :))


Mekan Esentepe' de, özel aracınızla Serdivan merkezden 10 dakikada oradasınız. Tepede Serdivan manzarası sizi karşılıyor. Hafta içi sakin ve huzurlu olması ile mekanın tadını çıkartıyorsunuz... 

 Mekan cici detaylarla dolu, bir hanımın dokunuşları var kesinlikle... :))

Nerde olsa bulurum bir dikiş makinası, ama böylesini ilk defa görüyorum. Elinizi yıkamak için sizi şöyle alalım... :))

Hımmmm, çok kararsız kaldım, acaba hangisi... :)))


Yolcudur Abbas... Biraz nostalji köşesi... :))

Mekan altında da çardaklar var, isterseniz burada da kahvaltı ya da yemeğinizi yiyebilirsiniz... 

Biz buraya kahvaltıya geldik. serpme kahvaltı gayet güzel, ürünler taze ve bol bol. Sucuklu yumurta, menemen, çi börek, sigara böreği, patates kızartması, diğer kahvaltılıklar ve sınırsız çay ve su. Fiyat 25 tl. Ayrıca yemek olarak ızgara çeşitleri varmış. Kuzu ızgara deneyenler çok lezzetli olduğunu söylediler, benden söylemesi...

Not: Bu arada üstümdeki kimono tarzı uzun ceket taze taze yeni bitti. Hatta 2 gündür üstümde diyebilirim. :)) Yarasa kol kalıbı, sadece iç dikişleri var. O da neden derseniz, elimde aynı renkten ip yoktu, ben de hemen bitirmek isteyince ön detay ve etek ucu paça telası ile temizlendi. İç dikişler ise benzere yakın bir renkle dikildi, aynı rengi dışına kullansaydım sırıtabilirdi. Aklınızda bulunsun... :))
Yani demokrasi ve çare olayı... :))

25 Haziran 2018 Pazartesi

ELBİSELER, ELBİSELER... (:

Selammm herkese, bir dikiş postundan bildiriyorum... :)
Birikenler, birikenler... :)
İşte bu sezon kendimi aştığım elbiselerim. Neden mi, neredeyse hiç elbise giymeyen ben, rahatlığını ve estetikliğini görünce vazgeçemeyecek gibi gözüküyorum... :)

İşte arşivde biriken 2 elbise, detaylar ise aşağıda... :))

2 farklı kottan oluşan, çok severek giydiğim ve çok beğeni alan elbisem. Pazarda parça şeklinde desenli kot bulmuştum, evde de onunla birebir uyan kotum olunca elbise dikmek kaçınılmaz oldu. Beden ve manşetler desenli, kollar, ön pat ve kuşak düz kottan. Düğmelerini de kumaşlarından bastırdım. Çok şirin mi şirin bir elbise çıktı ortaya... :)

Tamamen tunik dikmeyi planladığım ama elbise sezonunu açınca elbise dikmeye karar verdiğim kumaş. İyi ki de dikmişim, acaip yakıştı kumaş elbiseye, hafif rahat mı rahat.  Hatta geçen dönem diktiğim yeleği ( buraya TIK TIK) de beraber kombin yaptım. Sanki her ikisini takım dikmiş gibi oldum. 
Sevdimmmm... :)

Biriken dikiş detayları ile en kısa zamanda geliyorummmm... :)

18 Haziran 2018 Pazartesi

ASKANİA, İZNİK...(:

Bir Ramazan sessizliğinin ardından hepinize selamlar sayın okuyucu... :)
Güzel, verimli ve huzur dolu Ramazan ve bayram günlerini geride bıraktık. Biraz sosyal medyadan uzak kaldık, hesapları dondurduk. İnşallah bu günleri layıkıyla geçirmiş ve bir daha ki seneye kadar
yine bu huzur ve maneviyat dolu günlere devam etmiş oluruz...

Bu arada yazacak postlar birikti, yavaş yavaş bunları da yayınlamak bir blogger olarak görevimiz.. :)
İşte kaldığımız yerden devam edelim... :)

 Tamamen planlı hareket etmeyi seven bir sol beyin insanı olarak, bu yıl tamamen plansız bodoslama bazı gezilere dahil oldum. İznik malum Bursa'nin tarih kokan bir ilçesi. Arada uğramışlığımız vardı. İznik Askania İznikli arkadaşımızın bizi getirdiği bir mekan. İyi ki de bir vesile ile gittiğimiz İznik'te buraya uğramışız... :))

Askania Yunan mitolojisinde İznik Gölü anlamına geliyor. Burası hem otel, hem restoran. İznik gölünün etrafında 8000 metrekare arazide bulunan bu alanda yaklaşık 300 adet ağaç bulunuyormuş. Konaklamak için hem standart odalar, suit odalar, hem de bungalov, çadır ve karavanlar bulunuyor, Seçim size ait. Fikir olsun diye fiyat listesi bırakıyorum... :))

Havuza nazır odalardan bir görüntü... :)

 Çadır ve karavan da konaklamak için değişik alternatifler... :)

Burada yaşam tamamen organik. Balığınızı kendiniz tutabiliyor ya da taze tutulmuş balıkları dilediğiniz şekilde hazırlatıp tüketebiliyorsunuz.

Askania çiftliğinde bulunan kuzu, keçi, horoz, tavuk, tavşan, sincap, ördek, kuş gibi hayvanlarla gerek çocuklar, gerek siz vakit geçirebilirsiniz, ayrıca çiftlikteki taze yumurtalarla nefis bir kahvaltı edebilme şansına da sahipsiniz... :))

Gelelim değişik detaylara... :)
Kimin aklına tekerleklerden lavabo yapmak gelir... :))

Mekanın restoran ve kahvaltı mekanları... :) Bu arada açık büfe kahvaltı 35 tl, bilginize...

Bol yeşillik ve göl manzarası,  paha biçilemez... :)

veee her zamanki gibi, olur da yolunuz düşerse kesin uğrayın derim... :))

Güzel postlarda buluşmak üzere, şimdilik hoşçakalın... :))