2 Eylül 2013 Pazartesi

TATİL MACERALARI 4 , DALYAN YOLCUSU KALMASIN... (:

Biz bugün işbaşı yaptık, ama Tatil Maceraları devam ediyor. Bu post sadece Dalyan' a ait, özel olsun istedim, çünkü burası tatilimiz sırasında en sevdiğim yerlerdendi... :)
 Dalyan Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı. Köyceğiz gölü dalyanı burada yer alıyor, ama buraya kısaca Dalyan demişler insanlar... :)

Dalyan'a gittiyseniz kesinlikle bir tekne turu yapmalısınız. Hatta tur görevlileri  sizi durdurup ikna bile edebilirler, biz zaten istediğimiz için hemen bir tekne turu ayarladık, iyi bir pazarlıkla bir turu çok iyi bir fiyata getirebilirsiniz. 2 aile 100 tl gibi bir rakamla yaklaşık 2 saatlik bir tur yaptık. Kişi başı da 17 tl gibi bir ücret oldu benim için mesela... :)

Tekne turu benim için huzur demekti. Uzun süredir bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Resmen gözünüzün önünde balıklar atlıyor ve siz buna tanık oluyorsunuz, harikaydı. Temiz havayı içime çekip, manzaranın keyfini çıkarmaya çalıştım kısaca... :) 

Tekne turunda, nehir kenarındaki kral mezarlıkları size eşlik ediyor...

ve teknemiz bizi Caretta Carettelar ile meşhur İztuzu plajına bıraktı... :)

Dalyan'ı en çok sevme nedenlerimden, İztuzu plajı. Caretta carettalar işlerini biliyorlar bence... :) 

Huzuru yakaladığım anlardan bir kare... 

İztuzu plajına istemeden de olsa veda etme vakti, ardından kapanan kapılar... (:

Bir geceyi Dalyan' da geçirince uzunca Dalyan' ın çarşını turladık...

El emeği yazmadan yapılmış kıyafetler, takılar. Yalnız fotoğraf izni almama rağmen kadın resmen bana kızdı sanki... :)) Ne var canım, bloğuma koyucam Alla Alla, diyemedim tabii... :)

Yine el emeği kolyeler, küpeler, bileklikler, hiç sevmem yaaa... :)) 

Bol bol çektim, valla yapan teyze izin verdi gülümseyerek, gayette kibardı... :)) Hıhhhh... :)) 

Şimdilik bu kadar kızlar, sırada Fethiye ve Saklıkent postları olacak inşallah... :) 





29 Ağustos 2013 Perşembe

TATİL MACERALARI 3... (:

Selam kızlar. Bir Tatil maceraları postuyla daha karşınızdayım. Bakalım güzergahımız bu sefer nereye yönelmiş... :)

Bu sefer artık Marmaris'e yolumuz düştü. Bayağı hareketli, güzel bir yer Marmaris. Burada 2 gün geçirdik. Denizinden faydalandık, çarşılarını dolaştık, alışveriş yaptık, geceleyin sahilinde turladık, pazarını dolaşıp yeni tatlara tanık olduk... :))

Geceleri Marmaris hareketli, her akşam meydanda büyük bir havuzda müzik eşliğinde su gösterileri oldu bizim kaldığımız zamanda. İnsanlar etrafında toplanıp seyrediyorlar, suyun içinde görseller de oluyor bazen... :)

Marmaris çarşından kareler... :)) Merhaba kızlar... :)))

Bu arada ilk defa İzmir Seferihisar'da  tattığımız boyoz, Marmaris' te de kahvaltı sofralarımızdaydı. Ben sevdim bir hamur işi delisi olarak... :))

Marmaris pazarından renkli görüntüler, şu patlıcanların rengine bakar mısınız, çok tatlı değiller mi... :)

Neredeyse tüm tezgahlarda gördüğümüz, ilk defa rastladığımız Mısır inciri denilen meyve. Gördüğünüz üzere maşa ile tutuluyor, dikenleri batarmış. Ben gayriihtiyari elime aldım incelemek için... :))) Yanımdan geçen bir bayan uyardı, dokunmayın batar diye, battııı daaa... :))) Tadını merak ettiğim ama dikenlerinden almaya cesaret edemediğim ama aklımın kaldığı meyveyi, ilerleyen günlerde Fethiye' de kaldığımız otelin sahibi ikram edince Allahım kalbim ne kadar temizmiş dedim... :PP

Marmaris' ten sonra Muğla Köyceğiz'e doğru yol aldık. Köyceğiz kesinlikle görmeye değer bir yer. Şu manzarada bir ömür geçirilir sanırım.  Burada birkaç saat geçirip Dalyan' a doğru ilerledik... :)

Dalyan maceraları ile görüşmek üzere hoşçakalın şekerler... :)





26 Ağustos 2013 Pazartesi

TATİL MACERALARI 2... :)

Eveeeettttt nerde kalmıştık... :) En son Kuşadası' ndan ayrılmış ve İzmir Seferihisar'a istikametimizi çevirmiştik. Sağolsun orada bizi çok tatlı bir ablamız ve ailesi ağırladı. Misafirperverliğine hayran olduk... :) 
Yemeğimizi yedik, çaylarımızı içtik, gece 12'de bize Seferihisar turu yaptırdılar. Sığacık Kalesine çıktık. Kaleden görüntü gece gece ancak bu kadar, ama nasıl bir rüzgar neredeyse uçacaktık. Kale içi sokakları dolaştık, evlerin bazısı restore ediliyormuş aslına uygun olarak...

Kavak yelleri dizisi burada çekilmiş, sokaklarında dolaşırken bu yazıya rastladık... :))

Sonra sahilde bol bol dolaştık, el yapımı eserler yapan tezgahlar vardı. Aslında bununla alakalı ayrı bir post yapmam gerekir. Yaprak sanatı, fotograf çekerken bayan çok kibardı. Ömür Köroğlu, medyada paylaşırsanız sanatın isminden de bahsedin ki tanıtılsın dedi... :) Tam da üstüne bastı, bloğumda bahsetmeden geçer miyim... :) Bu tabloların hepsi el emeği, ve kendi tarafından dağdan, bayırdan, seralardan toplanmış çiçek ve yapraklarla yapılmış şahane eserler. Ben de güzelliklerine dayanamadım, aldım bir tane. Dediğim gibi ayrı bir post yapıcam bu konuyla alakalı... :)

Kaldığımız evden bir görüntü, ablamız çok maharetli bir bayan, çiçeklere de hayran. Güğüm detayına da dikkatinizi çekiyorum. Kahvaltımızı yaptık ve yolumuza koyulduk... :)

İzmir ve çevresi olur da, lokma olmaz mı, arabada seyrederken lokma göründe dayanamadık, sıcak sıcak yedik, tarçın aromasıyla tadı bir harikaydı lokmaların... :)

Yolumuz bu sefer şu meşhur kıyamet senaryolarıyla gündeme gelen Şirince' ye düştü. Burası da adı gibi şirin bir yer, bu görmüş olduğunuz bina hem restorant, hem de eğitim müzesi...

Bir eğitimci olarak içeriyi ziyaret etmemek olmazdı... :)

Etrafı dolaşırken karşımıza çıkan basma çantalar, ya da resmen koltuk kumaşlarından yapmışlardı... :))

Peki bu çantalara ne demeli, yukarıdakilerle 7 farkı bulunuz... :)))

Şirince' ye şöyle bir el sallayıp yeniden yolumuza koyulduk... :)

Diğer tatil maceralarıyla görüşmek üzere... :)


22 Ağustos 2013 Perşembe

TATİL MACERALARI 1... (:

Herkese merhabalar. Güzel bir tatilin ardından sizlerle beraber olmak keyif verici. Elimde bir sürü fotoğraf yayınlanmayı bekliyor. Ama ben nereden başlasam bilemiyorum, yazarken bile hala kararsızım. Sanırım en baştan başlamalı... :) 

Tatilimiz bol bol molalardan ve değişik yerleri görmekten mütevellit. :)) Ben taa başından başlıyorum. Sıkılmazsınız umarım. 

Güzel manzaralar eşliğinde tatilimize başladık... :)

İlk durak yerimiz Mustafakemalpaşa' da bir tatlıcı idi. Malum buranın kemalpaşa tatlıları meşhur, biz dondurmalı tercih ettik. Kendi yaptıklarımızdan çok çok güzeldi... :) Denemeye değer... :)

Yine çok yakın mesafede Susurluk belediyesine ait içinde hayvanat bahçesi de olan kocaman bir parkta durakladık. Tostumuzu yeyip, ayranımızı da içerek yeşil bahçesinde biraz oturduk...

Parkta tavşanlar o kadar çok ki, zıp zıp ayaklarınızın altından geçiyorlar... :)

Yolda durup karaağaç kavunlarından aldık. Yollar üzerinde bolca bu manzaralara rastlamak mümkün... :)

Yine güzel manzaralar eşliğinde ilk tatil mekanımız Kuşadası' na doğru ilerleyip bir gecelik bir pansiyona yerleştik. 

Gece biraz dolaşmadan olmazdı. İlk dikkatimi çekenlerden birisi bu manzara oldu. Kuaför dükkanlarının önünde böyle akvaryumlar var. Balıkları sağlık amaçlı kullanıyorlarmış alt fotoda da görüldüğü üzere... :)

Kuşadası bayağı renkli bir yer, cıvıl cıvıl, ayrıca turistlerle dolu. Her yerde dikkatinizi çeken görseller mevcut... :) 

Sabah uyandık ve kahvaltımızı yapmak için bir yerler aramaya koyulduk. Gördüğünüz kocamannn gemi hepimizin ilgisini çekti ve kendimizi onun içinde hayal ettik... :)))

Kahvaltının ardından Kuşadası Milli Parka yöneldik, buraya giriş otomobil olarak 10 tl idi. Diğer fiyatları maalesef hatırlamıyorum.

Kuşadası Milli Park' ta 2-3 saat vakit geçirip yeni mekanlara yelken açtık... :)

Yeni uğrak yerimiz Zeus mağarası idi, burada insanlar mağaradaki suda yüzüyorlar, cesaret isteyen bir şey. Su denilene göre buz gibi, yüzen çıkarken buharlarla çıkıyor, bir de karanlık bir ortam... :) Kısacası ben uzaktan bakmakla yetindim... :)) Görülmeye değer... :)

Diğer bir uğrak yerimiz ise Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı sergi alanı idi. Müze gibi bir yer burası. Görseller bir harika, görülmeye değer. Ben sizi buranın sitesine yönlendiriyorum, daha ayrıntılı bilgi edinmek adına... TIK TIK 

Bundan sonra İzmir Seferihisar' a yöneldik. Bir akrabamızı ziyaret ettik ve ısrar üzerine orada konakladık. Orayla ilgili izlenimler de diğer postta gelsin... :))

21 Ağustos 2013 Çarşamba

HOME SWEET HOME... (:

Güzel bir tatilin ardından Home sweet Home modundayım... :) Dinlendik, yeni yerler keşfettik, deşarj olduk. Bloğa bir sürü eklenecek fotolar ve konular var. Kısacası Ege sahillerine yol aldık ve geldik. İzlenimler, fotoğraflar, yeni postlarla görüşmek üzere. Şimdilik hoşçakalın şekerler... :)

4 Ağustos 2013 Pazar

KAĞIT KEBABI...

Ablamın iftarında bize yaptığı yemek, yazmaya üşenirim deyip tarif fotosu çektim, çok mu tembelim neyim... :)

Et yemekleri kitabından orijinal tarifimiz...

İlk olarak hazırlanan iç harcımız...

Sonra yağlı kağıdımıza iç harcımızdan bir porsiyon koyup kapatıyoruz... 

Sonra hepsini tepsiye dizip fırına veriyoruz...

Pilavla birlikte servis yapıyoruz, afiyet olsun...

30 Temmuz 2013 Salı

BEŞAMEL SOSLU TAVUK YEMEĞİ...

Geçenlerde sadece görselini paylaşmış ve tarifini sonra vereceğimi söylemiştim. İşte tarif zamanı... :)

1 adet tavuk göğsünü küp küp doğrayıp kendi suyunda soteliyoruz. 2 orta boy patatesi ve 1 havucu yine küp küp doğrayıp kızartıyoruz. 1 çay bardağı haşlanmış bezelye ile tüm malzemeleri tuz ve karabiber katarak harmanlıyoruz. Tüm malzemeyi borcama döküp beşamel sosumuzu hazırlamaya başlıyoruz. 

2-3 kaşık sıvıyağ 1 fincan un ile kokusu gidene kadar kavuruyoruz. 3 bardak soğuk sütü yavaşça katıp, kabarcıklar oluşana kadar pişiriyoruz. Tuzunu ekliyoruz. Sonrasında borcama döküp fırına veriyoruz. 20-25 dk. pişirip sonunda yeteri kadar rende kaşarı üstüne döküp 5 dk. daha fırında tutuyoruz. Sıcak sıcak servis yapıyoruz. Afiyet olsun... :)

29 Temmuz 2013 Pazartesi

SELAMMMM...

Bloğumda bir değişiklik fark ediyor musunuz, en yukarıya bakınca anlarsınız efendim değişikliği... :)) Artık benim de bir headerım var. Bu sürprizi yapan da Hayatın İçinden İnciler bloğunun sahibesi, nasıl mutlu oldum anlatamam... :) Buradan çok teşekkür ediyorum kendisine... :)




Bir de yeni bir blog tavsiyesi sizlere. Çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri daha blog dünyasına adım attı, hayırlı olsun kendisine...Napıyoruz, hemen takibe alıyoruzzzz... :)




24 Temmuz 2013 Çarşamba

BUGÜN, YOK YOK ASLINDA DÜN... :)

Siz bu postu okurken aslında dün olacak, otomatik bir post yapayım dedim. Akşamdan hazırlayıp, sabaha yayınlansın istedim. Ben pazarda dolaşırken, sizler de şöyle bir postuma göz atmış olursunuz... :))

Bugün dışarıya çıktım. Bir çıktım, pir çıktım. Bayağı bir iş halletmişim... :)

Önce Tupperware grup liderime uğradım. İstenilen siparişler vardı, onları ayarladık, kargoya verdik. Sonra ben şirin beslenme kutularından kendime ve yeğenime aldım. Ay tam yenmelik bunlar, bayıldım... :))

2011 Kasım ayında YKM'den Q.Marines güneş gözlüğü almıştım. 3-4 ay önce yan vidası çıktı. Hatta bir yerinde az bir çatlak oluşmuştu. Ben de garanti kapsamında mağazaya götürdüm, gerekli yerlere yollanmak üzere gözlüğümü aldı görevli bayan. Bugün de aradılar gözlük gelmiş, ama bir yenisi... :)) ''Nasıl yani, yaa yüzüme uymazsa''  dedim bir an telefondaki sorumlu bayana. Yani bir şekilde tamir edilir ve yollanır diye düşünmüştüm ve gözlüğümü de çok seviyordum. ''Bakarız, olmazsa aynı markayla farklı bir ürünle değiştiririz.'' dedi bayan da. Gidip aldım, ve inanır mısınız kendim seçmişim gibi bir gözlük yollamışlar, eskisine de çok benziyor. Buradan Q.Marines firmasına teşekkürlerimi sunuyorum...:)

Sonra ablamla buluştuk. Alacağı bir kıyafette kararsız kalınca, ben de destek olayım dedim... :)) Aynı mağazada cüzdanlarda da % 50 indirim olunca bu cüzdana hayır diyemedim... :))

Sonra eve gelince de bu yemeği ablamla paslaşarak yaptık. Beşamel soslu tavuk yemeği. Bizim çok severek yediğimiz bir yemektir. Tarifi de ilerleyen postlarda gelsin inşallah... :))

Şimdilik böyle şekerler, hepinize huzur dolu günler diliyorum... :)


22 Temmuz 2013 Pazartesi

MASADA KOL BÖREĞİ... :)

Çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri geçen gün bir paylaşım sitesinde annesinin yaptığı börek ve yapım aşamalarını paylaşmıştı. Ben de bir blog yazarı olarak hemen atladım üstüne. Kol böreği malum blogda en çok tıklanan yazılarımdan. Masada olanını görmüştüm, bloğa da koyarsam ilginç olacağını düşünerek '' sen at bakayım şu ayrıntılı fotoları'' dedim arkadaşıma. O da kırmadı beni sağolsun. İşte yapım aşamalarıyla masada kol böreği... :))

Önce hamurumuzu tutuyoruz. Un, tuz ve su.

Sonra iç malzememizi hazırlıyoruz. Rende patates, tuz, karabiber.

2 hamur tuttuk. Önce ilkini, sonra da diğerini inceltebildiğimiz kadar masada açıyoruz.

Kenarlarına patates serpiyoruz.

Hamurumuzu içe doğru yuvarlıyoruz. Bu aşamayı tam olarak çözemedim ama ben, sanırım ortası kesiliyor... 

Fırın tepsimize bu şekilde yerleştiriyoruz ve aynı işlemi 2. hamur için de gerçekleştiriyoruz. Sonra böreğimizi fırına atıyoruz.

Fırından çıkmış sıcacık kol böreği. Offff harika görünüyor... :))

Bu harika böreği tatmak ümidiyle... :)))  Hepinize hayırlı bir hafta olsun şekerler... :))

Bizim kol böreği için TIK TIK.